"فرصتهم" - Translation from Arabic to Turkish

    • şansları
        
    • şansı
        
    • şanslarını
        
    • fırsat
        
    • şansını kullandı
        
    İşler istediğimiz gibi yürümezse tek şansları biz kalırız. Open Subtitles إذا لم تتم الأمور كما أردنا فسنكون نحن فرصتهم الوحيدة
    Ve ekip bunun son şansları olduğunun farkında. Open Subtitles ويعلم الفريق بأنها من الممكن أن تكون فرصتهم الأخيرة
    Senin ve Rooster gibi adamların başka şansları olabilir, ama benim gibiler için bu olmaz. Open Subtitles أشخاص مثلكم ربما يحصلون على فرصتهم لكن لشخص مثلي إنتهى الأمر
    - Gene de birisini gönderiyorlar. - En iyi şansı Ayiana, efendim. Open Subtitles سيرسلون شخص على أية حال فرصتهم الأفضل أيانا, سيدي
    şanslarını deneyip de kaybedenler hakkında fazla şey duymazsınız. Open Subtitles بعد تسعة أشهر أنت لا تسمع الكثير عن الذين أخذوا فرصتهم لكنهم فشلوا
    Afrika'daki bütün Fransız eyaletleri fırsat kollayan, ya da bir lider bekleyen hainlerle dolu. Open Subtitles كل أقليم فرنسي في أفريقيا مليء بالخونة المنتظرين فرصتهم أو ربما قائد.
    Şimdi yapılan zalimliklere karşılık vermek için büyük bir şansları var. Open Subtitles والآن هي فرصتهم السانحة للعودة في مضطهديهم
    Steven ve anne babası, bize başvurduklarında sanırım o noktada artık bunun son şansları olduğunu düşünüyorlardı. Open Subtitles في المرحلة التي بإنهم قرروا بإن هذه فرصتهم الأخيرة نوعاً ما
    Onun gücü sayesinde, diğer ülkelerin önüne geçme şansları var. Open Subtitles إنها فرصتهم ليعلو فوق جميع القرى الخفية
    - Açık yolda ne şansları var ki? Open Subtitles ما هي فرصتهم في النجاه في هذا الطريق ؟
    Tabii hiç şansları yoktu. Open Subtitles بالطبع , لم ياخذوا فرصتهم
    şansları vardı. Haydi gidelim! Open Subtitles لقد أخذوا فرصتهم, لنذهب
    Onların çiftleşmek için tek şansı, bir dişiyi sinsice pusuya düşürmek. Open Subtitles فرصتهم الوحيدة للتزاوج اعتراض الاناث بطرق ملتوية
    Onların gitmek için tek şansı... ..senin geri dönmen ve dövüşmen olur. Open Subtitles وسيدفعون ثمن المشاكل التي خسرتني إياها و فرصتهم الوحيدة في الخروج هي إن عدت وقاتلتني
    - Bu tek şansımız. - Onların tek şansı. Open Subtitles إنها فرصتنا الوحيدة - إنها فرصتهم الأخيرة -
    Bu arada, Direniş'le temas kurun ve sayılarını, güçlerini ve başarı şanslarını belirleyin. Open Subtitles و في هذه الأثناء، أتصلوا بالمقاومة و حددوا مدى قوتهم، عددهم و فرصتهم في النجاح
    şanslarını kaybedeceklerdi bir anlamı olmadan hoşça kal diyemezdim. Open Subtitles لذا سيفقدون فرصتهم للألتقاء لم أستطيع أن أودع أبي حتى أجعل لوداعي معنى
    Çiftleşmek için uygun bir fırsat çıktığında erkekler şanslarını denemek için hazır olmalılar. Open Subtitles عند الفرصة التزاوج القصيرة الذكور يجب أن يكونوا مستعدين لإنتهاز فرصتهم.
    Afrika'daki bütün Fransız eyaletleri fırsat kollayan, ya da bir lider bekleyen hainlerle dolu. Open Subtitles كل أقليم فرنسي في أفريقيا مليء بالخونة المنتظرين فرصتهم أو ربما قائد.
    Onlar şansını kullandı. Open Subtitles أخذوا فرصتهم إنساهم.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more