"فرقا" - Translation from Arabic to Turkish

    • fark
        
    • önemi
        
    • farklılık
        
    • farkı
        
    • şeyi değiştirmez
        
    • farkeder
        
    • gercekten
        
    Kafamın içinde olmuş ya da olmamış, bir fark yok. Open Subtitles سواء كانت في رأسي أو لا، هذا لا يحدث فرقا
    Kısaca, vergilerdeki bu küçük indirim, devlet okullarında büyük bir fark meydana getirecektir. Open Subtitles باختصار هذه الزيادة الضريبية البسيطة يمكن أن تحدث فرقا كبيرا في مدارسنا العامّة
    Bir şey fark etmez. Bugün okuduklarından sonra beni tehdit olarak görür. Open Subtitles لن يُشكّل ذلك فرقا ، بعد الذي قرأه اليوم أنا تهديدٌ له
    Eğer gerçekten önemi olan bir şeyler başarmaksa amacınız, bir fark yaratacak kadar önemli şeylerden bahsediyorsak eğer, ilk adım her zaman bunaltıcıdır çünkü. TED طغيان هو الخطوة الأولى إذا كنتم جادين في محاولة للحصول على الأشياء التي يهم حقا، على نطاق والتي تحدث فرقا.
    Kuzey-güney çünkü evin iki tarafı arasında termal farklılık yaratır sonra da doğal havalandırma. TED ومن الشمال والجنوب، لأنه يخلق فرقا حرارية بين كلا الجانبين من المنزل وبعد ذلك تهوية طبيعية
    Bize bir farkı olmayacak ama onlar için bir talih kuşu. Open Subtitles لا تمثل فرقا بالنسبة لنا، ولكنها ثروة بالنسبة لهم.
    Onun resimlerinin hepsini çekmeyece kaldırdım ve kilitledim, ...sanki bir fark yaratacakmış gibi. Open Subtitles وضعت جميع صور زوجي في درج و أغلقته و كأن هذا سيصنع فرقا
    Ve öyle görülüyorki bu fiziki sosyal ifade biçimi gerçekten bir fark yaratıyor. TED اذن يبدو مثل تجسيد مادي للاجتماعية في الواقع يصنع فرقا بحق
    Thaler ve benim bu programın bir parçası olmaktan ve fark yaratmaktan ne kadar mutlu olduğumuzu söylememe gerek yok. TED ولا حاجة لكي أقول أن تايلر وأنا كنا محظوظين لكوننا جزءا من هذا البرنامج وقد أحدثنا فرقا.
    Böyle bir fotoğraf, birine bu şekilde iade edildiğinde onu alan insanın hayatında büyük bir fark yaratacaktır. TED إن أمكن إعادة صورة كهذه لشخص كهذا، فهي تصنع فرقا كبيرا في حياة الشخص الذي يحصل عليها.
    Artık öğretmen olmaya çok kararlıydım, böylece ailemde bir fark yaratacaktım. TED كنت مصممة لذلك أن يكون معلم الآن حتى أنه يمكن أن فرقا في عائلتي.
    Angeline pilot olmak istiyor, dünyanın her yerine uçup bir fark yaratmak için. TED انچيلين تريد أن تكون طيارا لتتمكن من الطيران في جميع أنحاء العالم وأن تحدث فرقا.
    Küçük eylemler çok büyük fark yaratabilir. TED الأعمال البسيطة يمكن أن تخلق فرقا كبيرا.
    Şimdi iki kızım var ve onları yetiştirmemde çok fark yarattı." TED و الأن لدي ابنتان، وأحدث ذلك فرقا في كيفية تربيتي لهما."
    Bu iyi niyetli ziyaretçilerin hiçbiri bir fark yaratmamaktadır. TED لم يُحدث أي من زوار النوايا الحسنة فرقا.
    Çünkü, bu paranın bir kuruşunun bile Ella'nın ailesine fark yaratacak bir faydası olmaz. TED لأنه لا يتم صرف ولو قرش واحد من هذا المال على عائلة إيلّا بطريقة تحدث فرقا.
    Yani, TED ruhuyla, işleri birlikte yapıyorlar çünkü işbirliği fark yaratıyor. TED فبلتالي انطلاقا من روح تيد فهي تقوم بالعمل معاً لان ذلك يحدث فرقا
    Suçlu veya masum olduğunun önemi yok. Open Subtitles لن يشكّل الأمر فرقا إن كنت مذنبا أو بريئا
    Sahip olduğun hangi cevaplar bir farklılık yaratabilir ki? Open Subtitles واى اجابات يمكن ان تكون لديك ربما تصنع فرقا ؟
    Ve söylemek istediğim, farkı yaratacağız öğrenciler arasında birlik sağlayacağız, genç kadınlara, azınlıktaki genç öğrencilere ve öğrencilerin geneline bu işi başarabileceklerini söyleyeceğiz. TED والذي أقوله أن الذي سيُحدث فرقا سيكون بناء مجتمع للطلاب، يعلم الطالبات الشابات والطالبات من الأقليات والطالبات بشكل عام، أنهم يستطيعون القيام بهذا العمل.
    Çünkü bu hiçbir şeyi değiştirmez ve şuanda ilgilenmesi gereken çok şey var. Open Subtitles لن يحدث فرقا وكما انها مشغوله ببعض الاشياء
    Ne farkeder Allahaşkına? Baba desem ne olur demesem ne olur! ? Open Subtitles وهل يشكل فرقا إن قلتها أم لا؟
    İnandik ki, kaynaklarin ve uzmanlıgin kisitli oldugu yerlerde yenilikçi, sürekli tasarımlar insanların hayatlarına gercekten değişiklik getirebilirler. TED نحن نؤمن بأنه في الأماكن التي تعاني من شح في الموارد والمهارات يمكن للابداع والتصاميم المستدامة أن تشكل فرقا واضحا في حياة الناس.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more