O zamana kadar kalbinin neden durduğunu bulamazsan avukatlara haber vermek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | إن لم تكن وجدت سبباً للأزمة بحلول الغد فسأضطر لإعلام المحامين |
Mecburum... Sen bir şey yapmazsan, başka bir yere gitmek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | إن لم تفعل شيئاً الآن فسأضطر للبحث عن مكان |
O zaman bunun anlamı ben o çeki bozdurursam ben de vergi ödemek zorunda kalacağım, öyle mi? | Open Subtitles | أهذه يعني أنني اذا صرفت هذا الشيك فسأضطر الى دفع ضرائبي؟ |
Konuşursa seni hemen tutuklamak zorunda kalırım. | Open Subtitles | وإن تكلم فسأضطر للقبض عليك قبل أن تغادر المبنى |
Duyduklarını kimseye söyleyecek olursan seni bulup, öldürmek zorunda kalırım. | Open Subtitles | وإذا أخبرتي أي أحد بما سمعته فسأضطر لملاحقتكِ، وقتلكِ |
Eğer susmazsan karşılık vermek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | لأنك إذا لم تتوقف , فسأضطر لإتخاذ رد فعل تجاه هذا لذا أصمت فوراً |
Bana adını söylemezsen, kendim uydurmak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | لو لم تخبريني اسمك فسأضطر لاختراع اسم لك |
Ya bana paramı geri verirsin ya da zor kullanmak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | إماأنتجلبلينقودي؟ وإلا فسأضطر لإتخاذ إجراء |
Benimle flört etmeyi bırakmazsan, Seni öpmek zorunda kalacağım. Ugh! | Open Subtitles | إن لم تتوقفي عن مغازلتي فسأضطر إلى أن أقبلكِ |
Eğer bunu düzeltmenin bir yolunu bulamazsan paramı almamın başka yollarını bulmak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | إن لم تكن لديك طريقة لتصحيح الأمر، فسأضطر للجوء لطرق أخرى للحصول على أموالي. |
Kirayı ödeyecek parayı bulamazsam annemin yanına taşınmak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | لو لم أتمكن من إيجاد المال لأسدد الإيجار فسأضطر للعوده للمنزل |
Önümdeki seçenekler buysa evet demek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | إذا كانوا الاثنين خياراتى الوحيدة فسأضطر لقول نعم |
İstemiyorum ama kendini toparlamazsa yapmak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | لا أريد ذلك, لكن إن لم يلملم شتاته فسأضطر على ذلك. |
Eğer Klaus seni incitirse manyak ninja tarzında intikam almak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | فسأضطر للسعي إلى الثأر على شاكلة مقاتل النينجا المختل. |
Çünkü hâlâ hayattaysa onu tekrar öldürmek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | لأنها إذا كانت ماتزال حية فسأضطر إلى قتلها مجدداً. |
Eğer iş yerime böyle gelmeye devam ederse başka bir iş bulmak zorunda kalacağım ki, ...bu işi bile bulmak benim için hiç de kolay olmadı. | Open Subtitles | إذا استمر بالظهور لموقع العمل هكذا فسأضطر لإيجاد عمل آخر وهذا العمل كان صعباً بما يكفي لأحصل عليه |
Eğer ona söylemezsen, ben söylemek zorunda kalacağım ve bana inanmayacak. | Open Subtitles | لو لم تخبريها، فسأضطر لإخبارها ولن تصدقني |
Vermezsen zorla almak zorunda kalırım. | Open Subtitles | وإن رفضت، فسأضطر لمحاربتك لأنالها. |
Sen gidersen ben de gitmek zorunda kalırım. | Open Subtitles | إذا غادرت، فسأضطر للمغادرة كذلك |
Tony bunu öğrenirse, istifa etmek zorunda kalırım. | Open Subtitles | إن إكتشف (طوني) هذا الأمر فسأضطر للإستقالة |
Gitmeye kalkarsan seni durdurmak zorunda kalırım. | Open Subtitles | اذا اخذت هذة , فسأضطر لايقافك |