"فسيح" - Translation from Arabic to Turkish

• geniş
• Ferah
• Ferahmış
• uçsuz bucaksızdır

95 milyon yıl önce, bu dinozorun Kuzey Afrika'daki evi geniş nehirler ve bataklıklarla çevrili bir çöldü.
منذ 95 مليون عام، موطنه الأصلي في شمال إفريقيا حيث كانت صحراء قاحلة محاطة بـنظام فسيح من الأنهار و المستنقعات

Yakınında dağ veya ağaç olmayan geniş bir araziyi gözlemlemek tarifi olmayan tuhaf bir duyguydu.
كان شعورا غريبا القاء نظرة على مكان فسيح حيث لا وجود لجبال أو أشجار في الطريق

Batıda geniş bir yer bulur en baştan başlarız demiştin.
لقد قٌلتَ أننا سنعثر على مكانٍ فسيح في الغرب، ونبدأ معًا حياة جديدة.

Bu insanlara şunu gayet açık belirttik ki, sonsuz maymun kafesimiz gayet Ferah.
وقد وضحنا لهؤلاء الناس أن قفص قرد لامنته فسيح للغاية.

Ne kadar Ferah, göryorsun di mi?
يمكنك أن ترى أنه فسيح, هه؟

Ferahmış da.
إنه فسيح

Ama uzay uçsuz bucaksızdır.
ولكن الكون فسيح

Çok yüksek, geniş ve de renkli.
أنه مكان فسيح ورحب ونابض بالحيوية

geniş bir ışık kolonu, 32 km uzunluğunda.
عمود فسيح من الضوء بطول 20 ميل.

Süpürge dolabı gibi daha geniş bir yere ne dersin?
مارأيكم بمكان فسيح كخزانة المكنسة؟

Evren çok geniş, ve bizler öylesine küçüğüz.
الكون فسيح جدا ونحن صغار جدا

Han Nehri çok geniş bir nehirdir, Bay Kim.
نهر (هان) فسيح وعريض (للغاية يا سيد (كيم

Burası da çok geniş.
أوتعلمون هذا المكان فسيح جداً

geniş, Ferah.
واسع فسيح.

Çok Ferah bir yer.
إنه فسيح جداً

Ferahmış.
فسيح!

Okyanus uçsuz bucaksızdır, bizim ise sınırlarımız belli.
إنّه فسيح... ونحن لسنا كذلك