Bu hediye sadece merakını uyandırmakla kalmadı onu bütünüyle ikna etti. | Open Subtitles | الهدية ليست لإثارة فضوله فقط ولكن لإقناعه تماماً |
merakını cesaretlendirip besleyen, ona en iyi bilim ekipmanlarını alan ve hatta Güney Yarımküre'deki yıldızları ilk kez doğru bir biçimde haritalandırmak için çıktığı seferi finanse eden bir babaya sahip olduğu için çok şanslıydı. | Open Subtitles | كان محظوظا أن يكون له أباً شجَّعَ و هذب فضوله بشراءه افضل الأدوات العلمية له |
merakını cesaretlendirip besleyen, ona en iyi bilim ekipmanlarını alan ve hatta Güney Yarımküre'deki yıldızları ilk kez doğru bir biçimde haritalandırmak için çıktığı seferi finanse eden bir babaya sahip olduğu için çok şanslıydı. | Open Subtitles | لقد كان محظوظاً بوالد يشجع وينمي فضوله ويشتري له أفضل الأدوات العلمية حتى أنه مول رحلاته الإستكشافية |
merakı tehlikeli ve doğal olmayan görüldü. | Open Subtitles | لقد تم تصنيف فضوله كنوع من الخطر و الشذوذ |
merakı onu saf, hatta çekici kılıyordu. | Open Subtitles | فضوله جعله يبْدو ضعيف، وجذاب حتى |
Hayran olduğum şey merakını ya da icadını sınırsızca uygulaması. | Open Subtitles | ما يُعجبني هو كيف لا يفرِضُ حدودًا على أي من فضوله و إختراعه |
Boş olanlardan birini gösterdim ve şimdilik merakını yatıştırmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | كنـُـت حريصاً أن يرى بعض الحاويات الفارغة وأعتقد بأنه أشبع فضوله للوقت الحالي |
Babanın merakını bağışla ama, bunca senedir nerelerdeydin? | Open Subtitles | أتعلم، يجب عليك مسامحة والدك على فضوله... و لكن أين كنت كل هذه السنين؟ ... |
Kafasını karıştıran korku ve diğer yabancı duygulara rağmen merakını dizginleyememişti. | Open Subtitles | "ومع ذلك، راودته مشاعر أخرى شوشّت على خوفه، حيث أنّه لم يسعه قمع فضوله" |
merakını gidermek için sizin hayatlarınızı kısalttı! | Open Subtitles | قصر حياتكم لارضاء فضوله |
Jung-woo merakını yenemez. | Open Subtitles | .. لم يتمكن (جونغ وو) من كبح فضوله |
Onun merakını uyandırdınız. | Open Subtitles | أن تثير فضوله. |
merakı, sınırsızdı. ... | Open Subtitles | كان فضوله بلا حدود |
Bitmek bilmez merakı ölümüne neden olacak. | Open Subtitles | فضوله النهم سيقوده إلى حتفه |
Özellikle de Kip. Onun merakı geliştikçe gelişti. | Open Subtitles | خاصة (كيب)، الذي يزداد فضوله أكثر |