| Bak, yaptığım şey yanlış biliyorum, fakat arkamı dönebileceğim tek kişi sensin. | Open Subtitles | أعلم ان ما فعلته كان خطأ لكنك الوحيد الذي يستطيع القيام بذلك |
| Çünkü aslında yaptığım şey şirketin yarım milyon dolar tasarruf etmesini sağlamak olmuştu. | Open Subtitles | لأنه في الحقيقة ما فعلته كان أني وفرت للشركة نصف مليون دولار لهذا |
| yaptığım şeyin korkunç olduğunu biliyorum. Beni bağışlamanı da beklemiyorum. | Open Subtitles | أعرف أن ما فعلته كان فظيعاً، لا أتوقع أن تسامحيني |
| Evet, tüm Yaptığın bizi takip edip Aang'i yakalamaya çalışmak. | Open Subtitles | نعم, كل ما فعلته كان محاولة إصطيادنا و إمساك آنـج |
| Eğer sen bir Kullanıcı isen, Yaptığın herşey bir plan dahilinde olmalı, değil mi? | Open Subtitles | إن كنت مستخدم فكل شئ قد فعلته كان يتم وفقاً لخطة. أليس كذلك؟ |
| yaptığım şeyin korkunç olduğunu biliyorum. Senden beni affetmeni beklemiyorum. | Open Subtitles | أعرف أن ما فعلته كان فظيعاً، لا أتوقع أن تسامحيني |
| yaptığım şey çok kötüydü ve telafi edebilmek için her şeyi yapardım. | Open Subtitles | ما فعلته كان فظيع و سأفعل أى شىء من أجل عودته لكِ |
| Tek yaptığım onu gerçek lav kullanmaması için ikna etmekti. | Open Subtitles | كفاكِ، جلّ ما فعلته كان إقناعه بعدم استخدام حمم حقيقيّة |
| Evet. yaptığım tek şey Kraliçe'nin bahçesinden bir salkım söğüt almaktı. | Open Subtitles | كلّ ما فعلته كان محاولة قطف ورق الصفصاف مِنْ حديقة الملكة |
| yaptığım şeyin ikimiz içinde en iyisi olduğunu anlamak zorundasın. | Open Subtitles | يجب أن تدركي أن ما فعلته كان أفضل شيء لكلانا |
| Aslında yaptığım doğayı örnek almaktı, ve doğa monokültürü bilmez, ama doğal bir ormanın birden fazla katmanı vardır. | TED | ما فعلته كان فقط أنى تابعت الطبيعة، والطبيعة لا تعرف الزراعات الأحادية، ولكن الغابات الطبيعية متعددة الطبقات. |
| Yüce Tanrım yaptığım herşey insanların iyiliği içindi. | Open Subtitles | يا إلهى ، إن ما فعلته كان من جراء حبك لشعبك |
| yaptığım ve söylediğim her şey size olan hayranlığımdandı. | Open Subtitles | كل شيء قلته أو فعلته كان لأثبت اعجابي بك. |
| Ve yaptığım her şeyin yatay olduğunu ve daha dikey olmam gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | كلّ ما فعلته كان أفقياً، ويجب أن أكون عمودياً أكثر. |
| O halde yaptığım şeyin kesinlikle gerekli olduğunun da farkındasındır. | Open Subtitles | إذا فأنتِ تعرفين أن ما فعلته كان ضرورياً للغاية |
| yaptığım şeyin yanlış olduğunu biliyorum ve kendimi ahmak gibi hissediyorum. | Open Subtitles | أعرف أن ما فعلته كان خاطئ وأشعر بأنني ذلك الأبله لقيامي بذلك الشئ |
| Yöntemlerimi sorgulayabilirsin, fakat benim yaptığım her şey Tanrı ve ülke için. | Open Subtitles | أنت تستنكر أساليبي لكن كل شيء فعلته كان لأجل الله والوطن |
| Eğer sen bir Kullanıcı isen, Yaptığın herşey bir plan dahilinde olmalı, değil mi? | Open Subtitles | إن كنت مستخدم فكل شئ قد فعلته كان يتم وفقاً لخطة. أليس كذلك؟ |
| Yaptığın şey aptalcaydı. Senden istediğim fazla bir şey değil. O benim kızım! | Open Subtitles | لكن ما فعلته كان غبيا ، ما أطلبه منك ليس بالكثير ، إنها إبنتي |
| Ve senin Yaptığın şey... çok cesurca ve merhametli bir davranışmış... ve senden hem özür dilemeli, hem de sana teşekkür etmeliymişim. | Open Subtitles | وما فعلت وما فعلته كان شجاعاَ ووجدانياَ وعلي أن أشكرك وبنفس الوقت أعتذر إليك |
| Düşündüm de şimdiye kadar yaptıklarım artık benim için çocuk oyuncağıydı. | Open Subtitles | فكرت في أن كل فعلته كان سهلاً كأني كنت طليقًا |