| Anladım. Peki bunu yaparsak... - ...bizim ne çıkarımız olacak? | Open Subtitles | حسنٌ, و إنْ فعلنا ذلك, أعني ما الذي سنجنيه ؟ |
| Eğer bunu yaparsak tasarı bu tip şeyleri düzene sokar. | Open Subtitles | ،لأننا إن فعلنا ذلك فإن الأشياء في الشرعة ستتم بالفعل |
| Bir gün onu tek başına başarmak zorundasın. Hepimiz Başardık. | Open Subtitles | يجب أن تفعل ذلك لنفسك يوماً ما، كلنا فعلنا ذلك |
| Ne kadar zor olduğunu bir düşünün ve biz bunu Başardık. | TED | تخيلوا مدى صعوبة الأمر، لكننا فعلنا ذلك. |
| Bunu, MacArthur Foundation ve Omidyar Network gibi farklı organizasyonların desteği ile yaptık. | TED | وقد فعلنا ذلك بدعم من مختلف المنظمات مثل مؤسسة ماك آرثر وشبكة أوميديار. |
| Ve eğer bunu yaparsak, bunun gibi üretken olmayan büyük şehir yığınlarını görmekten kurtulacağız. | TED | و لو فعلنا ذلك سنتوقف عن رؤية المدن كعواصم كبيرة غير منتجة كهذه |
| bunu yaparsak insanları yine dış görünüşlerine göre değerlendirecek. | Open Subtitles | لكن إذا فعلنا ذلك سيعود ليحكم على الجميع بالمظاهر |
| Ama bunu yaparsak Teri ve Kim'i tutanlar emri Jack'in verdiğini düşünebilir. | Open Subtitles | إن فعلنا ذلك, الخاطفين سيتعتقدون أن جاك قد أعطى الأمر بذلك. |
| Ama bunu yaparsak, bitirene kadar vazgeçmek yok. | Open Subtitles | ولكن اذا فعلنا ذلك , لن تغادر حتي ينتهي الامر |
| Eğer bunu yaparsak ve şüpheli izliyorsa başka biri ölür. | Open Subtitles | اذا فعلنا ذلك والمجرم كان يراقب شخص آخر سيقتل |
| bunu yaparsak iç kanama yaşar ve kanamayı durduramayabiliriz. | Open Subtitles | ان فعلنا ذلك و بدأ بالنزف فلن نتمكن من ايقاف النزيف |
| Tamam, tamam, diyelim ki almayı Başardık bir şekilde almayı Başardık, yaparsak bizi eve gönderecek misiniz? | Open Subtitles | حسنٌ، لنقل أنّنا تمكنّا من الحصول عليها بطريقةٍ ما .. إذا فعلنا ذلك |
| - Başardık mı? - Başardık adamım. | Open Subtitles | ـ لقد حققنا ما نريد ـ نعم فعلنا ذلك |
| - Başardık mı? - Başardık adamım. | Open Subtitles | ـ لقد حققنا ما نريد ـ نعم فعلنا ذلك |
| Ve sonunda bunu Başardık. | Open Subtitles | والآن لقد فعلنا ذلك في النهاية |
| Başardık. | Open Subtitles | حسنا، لقد فعلنا ذلك |
| Bu ulus işkenceyi zalim olduğu için yasaklamadı, kendimizi korumak için yaptık! | Open Subtitles | هذه الدوله لم تحظر التعذيب لانها قاسيه لقد فعلنا ذلك لنحمى أنفسنا |
| "dedi. Omurilik servisinde yapacak fazla bir şey oladığından biz de yaptık. | TED | حسن، لم يكن هناك الكثير لنفعله في جناح العمود الفقري، ولهذا فعلنا ذلك. |
| - Etrafa göz atmamım sakıncası var mı, Jack? - Biz zaten göz attık. | Open Subtitles | اظن انني سالقي نظرة في الارجاء لقد فعلنا ذلك |
| Bunu yaptığımıza memnunum. | Open Subtitles | انا سعيدة جدًا, بأنه فعلنا ذلك. |
| Burada gördüğünüz gibi, bunu yengeçlere yapay diken takarak yaptık ve daha sonra onları test ettik. | TED | وقد فعلنا ذلك بوضعنا لهذه الأشواك الإصطناعية في السرطانات كما ترون هنا، ثم بعد ذلك اختبرناهم. |
| Bunu Afrika'da yaptığımız için gurur duyuyoruz. | TED | فعلنا ذلك في أفريقيا، ونحن فخورون بذلك جداً. |
| Buradaki gençleri yönlendiren Nancy Ama bizim yaptığımızı söylüyor | Open Subtitles | وهي من أوصل الشباب إلى هنا وتقول أننا فعلنا ذلك |