"فعليكَ" - Translation from Arabic to Turkish

    • zorundasın
        
    • istiyorsan
        
    Bizi teker teker öldürüyor. Eğer yaşamak istiyorsan, beni dinlemek zorundasın. Open Subtitles إنَّهُ يقتلنا واحداً تلوَ الآخر إن أردتَ العيش فعليكَ الإستماع إلي
    Bizi teker teker öldürüyor. Eğer yaşamak istiyorsan, beni dinlemek zorundasın. Open Subtitles إنَّهُ يقتلنا واحداً تلوَ الآخر إن أردتَ العيش فعليكَ الإستماع إلي
    Uzun bir süre geçti üzerinden o yüzden bana hatırlatmak zorundasın. Open Subtitles لقد مرَّ مُدّة على الأمر، فعليكَ أن تُذكرني كيف نواجه الموضوع؟
    Özür dilememi istiyorsan ihtiyar beni hemen şimdi yenersin ben de özür dilerim. Open Subtitles لو أردت إعتذاراً منـّي فعليكَ أنّ تهزمني فى قتالٍ الآن و سأعتذر إليكَ.
    Şahsi özel dedektifini istiyorsan parasını kendin zorundasın. Open Subtitles وإن كنتَ تريد محققاً خاصاً لنفسك فعليكَ أن تدفع له من جيبك
    Şimdi de kendini kurtarmak istiyorsan hatırlamak zorundasın. Open Subtitles والآن، إن كنتَ تريد إنقاذ نفسكَ فعليكَ أن تتذكّر
    Herkesin seçimleri vardır. Sen de benimkini kabullenmek zorundasın. Open Subtitles الجميع يُقرر خياراته، فعليكَ أن تتقبل خياراتي.
    Lucy için ne kadar üzgün olduğunu biliyorum ama daha iyi bir fikrin olmadıkça bana, bize güvenmek zorundasın. Open Subtitles لكن، ما لم يكُن لديكَ فكرةٌ أفضل، فعليكَ بالوثوق فيّ، وفينا.
    Nihai hükmün verilmesini istiyorsan, kendin vermek zorundasın. Ben öyle yapmak niyetindeyim. Open Subtitles لو أردتَ أن يُحكم عليّ نهائيًا، فعليكَ أن تحكم عليّ بنفسكَ، ووفقًا لنيتي.
    Kazanmak istiyorsan, ...hazırlanmak zorundasın. Open Subtitles إذا ما أردت الفوز، فعليكَ الإستعداد.
    Evet Moz, FBI'ın yardımını istiyorsan, Büro'ya gitmek zorundasın. Open Subtitles أجل يا (موز)، إن أردت مساعدة{\pos(192,230)} مكتب التحقيات الفيدرالي فعليكَ الذهاب إليه
    ya da Kennedy'nin intiharı, söylemek zorundasın. Open Subtitles أو إنتحار (كنيدي) ، فعليكَ أن تتكلّم
    Şunu biliyorum ki; en iyisini istiyorsan, parasını ödemelisin. Open Subtitles لكني علمتُ أذا كنت تريدُ الأفضل فعليكَ أن تدفع
    Gerçekten gitmek istiyorsan, seni burada tutan canavar yerine açık olan kapıyı bulmalısın. Open Subtitles إن كنتَ تريد الذهاب بحقّ فعليكَ إيجاد الباب المفتوح
    Eğer bizimle çalışmak istiyorsan, zamanında gelmelisin. Open Subtitles إذا ماكنتَ ترغبُ بالدراسة مع أشخاص ما، فعليكَ أن تحضرَ في الوقتْ.
    Hayır, bak. Eğer gerçeği öğrenmek istiyorsan, soruları sen sorarsın, tamam mı? Open Subtitles لا , أنظر ، لو وددت معرفة الحقيقة فعليكَ أن تطرح الأسئلة ، إتفقنا؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more