Kasabanın lideri olarak, her bir kişinin tövbesini almak benim işim. | Open Subtitles | وكقائدة المدينة , فعملي هو أن أسمع الاعترافات من جميع الأشخاص |
İşim boşluğun açığa çıkışlarını sağlamak; ben bir tasarımcı ve kreatif yönetmenim, bu benim mesleğim. | TED | ما أقوم به هو صنع إبداعات المكان، فعملي كمصمم ومخرج مبتكر، وهذا ما أقوم به لكسب لقمة العيش. |
Özellikle Lux... beni bir kenara attığından beri işim hayatta bana kalan tek şey. | Open Subtitles | وخاصة منذ أن رحلت لوكس ، ورايان هجرني فعملي هو كل ما أملك |
Eve geldiğimde rahatlamam gerek. İşim oldukça korkutucu... | Open Subtitles | أحتاجه بأن يكون مريحاً عندما أعود، فعملي مخيف جداً |
Sana bu konuda yardım etmek benim işim değil. | Open Subtitles | آسف فعملي لا يقضي على مساعدتك للقيام بشيء كهذا |
Benim işim değişim. | Open Subtitles | فعملي عبارة عن هداية |
Bu kafatasını, gerçek bir şekle sokmak benim işim. | Open Subtitles | كما تعلم فعملي هو إعادة تشكيل{\pos(192,220)} هذه الجمجمة لأقرب شبه بشكل الإنسان |
Hiçte yok. İşim, zamanımın çoğunu alıyor. | Open Subtitles | إطلاقًا, فعملي يأخذ معظم وقتي |
İşim önce gelir. Her zaman. | Open Subtitles | فعملي ياتي في المقدمة .. |
İşim benim kimliğim; benliğimi oluşturan şey. | Open Subtitles | فعملي هو هويتي |