"فقط تلك" - Translation from Arabic to Turkish

    • sadece o
        
    • Sadece bu
        
    • Sadece şu
        
    O evde çocuk yok ki, sadece o bayan ve kocası. Open Subtitles ،ليس هناك أطفال هناك فقط تلك السيدة وزوجها
    Çünkü sadece o beyan varsa, reddetmeye meyilliyim. Open Subtitles لأنه اذا فقط تلك الافاده أنا اميل الى الاسقاط
    Yeni June sütyen bile takmıyor... sadece o garip, bantla tutturulanlardan. Open Subtitles جون الجديدة ليست حتى مرتدية صدريّة فقط تلك الاشياء الغريبة التي تلصق بلاصِق
    Sadece bu cesetler. Daha fazla olması gerektiğini mi düşünüyorsunuz efendim? Open Subtitles لا سيدي، فقط تلك الجثث هل تعتقد أن هنالك المزيد سيدي؟
    Fakat üzerinde çalıştığımız şey için bir içerik olmadığında ve Sadece bu küçük işleri yaptığımızda bu ne anlama geliyor? TED ولكن ماذا يعني هذا ونحن لا نملك سياقا لما نعمل عليه، نبذل فقط تلك الجهود؟
    Sadece şu sülükler, onlara güvenilmez. Open Subtitles انها فقط تلك الطفيليات المريبه لا يمكن أن أثق بهم
    Kargo yoktu sadece o genç hanım ve birkaç mürettebat vardı. Open Subtitles لا بضاعة ، فقط تلك الفتاة الشابة وطاقم صغير
    Asla, asla! sadece o seferlik için dediğinizi zannetmiştim. Open Subtitles ظننت أنك تعني فقط تلك المرة - لا ، أبداً أبداً -
    İsim olmaz, sadece o özel kutularda gelirler. Open Subtitles لا أسماءَ، فقط تلك الصناديقِ الخاصّةِ.
    Ben sadece o yerden çıkabilsin diye bir aracıydım. Open Subtitles لقد كنت فقط تلك... حجر الرصيف لكي تستطيع أن تخرج من ذلك المكان
    Eğer bu gezegende sadece böcekleri yok edecek olsak, sadece o grubu, -- ki bunu yapmak için oldukça da uğraşıyoruz-- bununla beraber yaşamın geri kalanı ve insanlık sadece bir kaç ay gibi bir sürede TED إذا كنا سنقضي على الحشرات وحدها، فقط تلك المجموعة، على الكوكب-- الذي نحاول فعله بشدة-- فان بقية الحياة ومعها الإنسانية ستختفي من الأرض.
    Günaydın, Kate. Artık gülümsemeler yoktu. sadece o bakış vardı. Open Subtitles صباح الخير (كايت) ولا إبتسامات فقط تلك النظرة
    Mm-hmm. Ordaki tek havalı sadece o kadın, Rebecca. Open Subtitles فقط تلك المراة ريبيكا
    sadece o kelime, deli çok düşüncesiz geliyor. Open Subtitles أنها فقط تلك الكلمة ... "مجنون" تشعر بأنها زائلة
    Sadece bu şekilde, devam edemeyeceğimizi düşünüyorum. Open Subtitles إنها فقط تلك الأمور التى لم يحالفها النجاح بالمقارنة مما كنتُ أظنه.
    Sadece bu hırsızlık olayı tahmin ettiğimiz kadar kolay olmadı. Open Subtitles انها فقط تلك السرقة لم تجر كما كنا نتوقع
    Tüm dünya, dostum, Sadece bu köşeler değil. Open Subtitles العلم كلّه يارجل ، وليس فقط تلك الزوايا
    Evet, hayır, Sadece bu son parçayı. Open Subtitles فقط تلك الأغنية الأخيرة.
    Böylece Sadece bu toplar kutudan çıkıyordu. Open Subtitles و فقط تلك الكرات إلى الأعلى
    Sadece, şu koduğumun calculusunun finallerine hazırlanmak beni öldürüyor. Open Subtitles إنها فقط تلك المسئلة الأخيرة في حساب التفاضل والتكامل اللعين إنها تزعجني للغاية
    dedik. Doktora; "Şu iki noktayı kaçırmışsın, çevresinden fazlaca almak yerine Sadece şu küçük alanları al. TED قلنا للطبيب، "لقد نسيت تلك البقعتين، لذلك عوضا عن استئصال أجزاء إضافية كبيرة، استئصل فقط تلك المنطقتين الصغيرتين.
    Sadece şu deli kanlı kaltak geldi . Open Subtitles فقط تلك المجنونة الحقيرة الدموية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more