"فقط حين" - Translation from Arabic to Turkish

    • Sadece
        
    • ancak
        
    Bunu Sadece çalışırken takarım. O kadar erkeğin arasında korunmama yardım ediyor. Open Subtitles اٍننى أرتديه فقط حين أعمل اٍنه يعطى حماية قليلة مع كل الرجال
    Benim gibi takımlarını Sadece finallerde destekleyen adamlara göre değil. Open Subtitles ليس لأشخاص مثلي ، يكونون معجبين فقط حين فوز فريقهم
    Ama bunun yerine, Sadece Başbakan Merkel'in dinlendiği ortaya çıkınca gerçek bir tepki oluştu. Neden böyle oldu? TED وعوضًا، أتت ردة الفعل فقط حين كشف أن أنجيلا ميركل كان يتنصت عليها.
    Sadece mikro-denetleyiciyi bitiş noktasına nasıl ekleyebiliriz değil, yapılar ve mekanizmalar da mantıktır, bilgisayarlardır. TED ليس فقط حين تربط المتحكم الدقيق بنقطة النهاية، لكن تلك البنية والمكانيزمات هي المنطق، هي الحواسيب.
    Bunu ancak Başkent Komutanlığı imha edilmiş veya iş göremez duruma gelmişse kullanırlar. Open Subtitles يجب عليهم استخدامها فقط حين سقوط المسؤول او ان غيرها غير صالح للعمل
    Sadece gerektiğinde aramaya çalışın. Open Subtitles حسناً، حاولوا الأتصال فقط حين يكون الأمر ضرورياً
    Bunların Sadece aklımızda kalması gerektiğini düşünüyordum Open Subtitles . أعتقدت بقائهـم لراحة البال فقط حين الهروب
    Onlar Sadece pastırma kapmaya çalışırken egzersiz yapan sıkıcı bir grup ev hanımı. Open Subtitles انهم مجموعة متزمته وحقودة الذين يتمرنون فقط حين يتصارعون على اللحم
    Sadece sorulduğu zaman değil, her zaman değiştireceğiz. Open Subtitles سوف نساهم ليس فقط حين يطلب منها لكن كل مرة ندفع فواتيرنا
    Çünkü Sadece o içinizdeyken, şeytanın oğlunu yenebilirsiniz. Open Subtitles فقط حين يكون داخلك يمكنك أن تنتصر على ابن الشيطان
    Sürekli başım dönüyor ve bayılıyorum. Ama görmediniz çünkü Sadece gerindiğimde oluyor. Sorun değil. Open Subtitles أبقى أشعر بالدوار والإغماء ولكنك لاترى ذلك لأنه يحدث فقط حين أتثاءب
    Muhtemelen Sadece kalkanlarına çarpacağız ama onlara zarar veremeyeceğiz. Open Subtitles الفرصة فقط فقط حين نخترق الدروع نحن لن نحدث أي ضرر بالنسبة لهم
    Hayır, hayır, hayır, hayır, Onu Sadece sarhoşken yaparım. Open Subtitles لا، لا، لا أنا أفعل ذلك فقط حين أكون ثملاً
    Onu Sadece tatillerde görebileceğim... Sadece paraya ihtiyacı olduğunda arayacak. Open Subtitles سأراه في العطلات فقط وسيتصل بي فقط حين يحتاج إلى المال
    Sadece geçen gün nişanlım öldü, çok olmadı, ben de biraz kafayı yedim ve bana bir süre ameliyat izni yok. Open Subtitles لأنه فقط حين , مات خطيبي منذ فترة قريبة فقدت صوابي , فلا جراحات لي لفترة
    Ama seninle Sadece artık sana bağımlı olmadığım zaman evlenirim. Open Subtitles ولكني سأتزوجك فقط حين لا أكون معتمدةً عليك
    Sadece kendi paranoyaları olan biri bu şekilde bakar olaya Open Subtitles فقط حين يتم النظر إليها عبر النظارة القاتمة التي ترتديها في حالة البرانويا التي تصيبك
    - Evet, hâlbuki normalde böyle değildir. Sadece vücut adrenalin ürettiğinde böyle olur. Open Subtitles نعم وهذا غير طبيعي، لأنّه يحدث فقط حين تستقلب أجسادنا الأدرينالين.
    Bunu ancak Başkent Komutanlığı imha edilmiş veya iş göremez duruma gelmişse kullanırlar. Open Subtitles يجب عليهم استخدامها فقط حين سقوط المسؤول او ان غيرها غير صالح للعمل
    Bu ihtiyar iş atı ancak sahaya indiğinde mutlu oluyor. Open Subtitles أظن أن حصان المكدّة هذا سعيد فقط حين يعود للساحة
    Diğer taraftan çocukların bakış açılarını genişletebilirsek ancak o zaman kendilerini başkalarının yerine koymayı öğrenebilirler. TED وبالمقابل.. فقط حين تُعلم وجهات النظر يمكن للطفل أن يتخيل ويضع نفسه مكان.. شخص آخر مختلف عنه تمامًا،

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more