"فقط لأنها" - Translation from Arabic to Turkish

    • Sırf
        
    • olduğu için
        
    • tek sebebi
        
    • sadece
        
    Sırf ömrünün kalanını tekerlekli sandalyede geçirecek diye ölmek istediğine inanmak çok zor. Open Subtitles صعب تصديق أنها أرادت الموت فقط لأنها كانت ستقضي حياتها في كرسي متحرك
    Sırf kahverengi ve içinde fındık var diye tadının bok gibi olmaması gerekmiyor. Open Subtitles فقط لأنها بنية اللون و مليئة بالمكسرات لا يعني ان يكون طعمها سيء.
    Sırf Lenin bulvarında oturduğu için... Onunla ne ilgisi olabilir? Open Subtitles فقط لأنها تعيش في حي لينين ما علاقة الشارع الذي تسكنه
    sadece yaşlı olduğu için ondan hoşlanıyor. Herhalde 25 yaşında falandır! Open Subtitles إنه يحبها فقط لأنها كبيرة السن لعلها في الخامسه و العشرين
    Bu testlerde, sadece algoritmik modellerin dönen bir dizisi olduğu için başarılı oldum. Open Subtitles أنا أجتزُت هذه الأختبارات فقط لأنها كان تستندُ إلى سلسلة من الأنماط الخوارزمية
    Onu desteklememin tek sebebi, patronum olması ve işimi sevmem. Open Subtitles لقد ساندت ذلك فقط لأنها رئيستي و لأنني أحب عملي
    Bunu sadece sen ona ilacı verdikten sonra hastaneye gittiği için söylüyorsun. Open Subtitles تعتقدين ذلك فقط لأنها ذهبت إلى المستشفى بعد أن أعطيتها جرعة الدواء
    Sırf grevde diye ilişkisiz olması gerekmiyordu. Open Subtitles فقط لأنها كانت مضربة لم يكن يعني هذا أن تعيش دونه
    Bayan, Sırf kanepenizde oturuyor diye ona karşı nazik olmanız gerekmez. Open Subtitles يا سيدتي ليس من الضروري أن تكوني لطيفة معها فقط لأنها ضيفتك
    Sırf onun yardımını istedi diye, burada kalmak istiyor demek değil. Open Subtitles فقط لأنها عرضت خدماتها فلا يعني أنها تنوي البقاء
    - Ve sen Sırf o istedi diye her şeyi kenara bırakıyorsun. Open Subtitles و أنت تترك كل شيء فقط لأنها طلبت هذا منك
    Sırf kıyafetlerine uyuyor diye araç alıp duramayız. Open Subtitles لا يمكننا الإستمرار في شراء العربات فقط لأنها تناسب مظهرك
    Sırf Hindistan'a gitmiş olması aptal olmadığı anlamına gelmez. Open Subtitles فقط لأنها ذهبت للهند لا عني هذا بأنها ليست حمقاء
    O Sırf benimle olmakla kalmıyor, ayrıca onu bu gece becereceğim. Open Subtitles ليس فقط لأنها هنا معي وليست معك أنت. ولكني سأصبح لعيناً معها اللّيلة. سآخذها للبيت وسأضاجعها.
    Böyle yaparak, ayrıca toplumun da bir malı olur, sadece hamile olduğu için çok önemli addedilir. TED وأيضا تصبح ملكية خاصة للمجتمع، يهتمون بها فقط لأنها حامل.
    -Sırf üvey annen olduğu için. Open Subtitles هل فقط لأنها زوجة أباكِ؟ أنا أشمئز منها لأنها هى من فعلت ذلك
    Bakın, acil durum olduğu için ben kullanıyordum. Open Subtitles كما ترى، أنا كُنْتُ أقود فقط لأنها حالة طوارئ
    sadece cinsel konularda çok tecrübeli olduğu için söyledim ona. Open Subtitles كليسوس , لقد أخبرتها فقط لأنها لديها خبرة كبيرة في الامور الجنسية
    Senin olduğu için ya da birinin kardeşi olduğu için değil. Open Subtitles ليس فقط لأنها حياتك أو أنك فقط أخ شخص ما
    Hala bakire olduğu için kendini bizden daha iyi sanıyor. Open Subtitles ساقطة! فقط لأنها لا تزال عذراء تعتقد أنها أفضل منّا
    Kızımda obsesif kompulsif bozukluk var ve burada olmasının tek sebebi tüm o ıvır zıvırların, ritüellerin ve azizlerin ilgisini çekmiş olması. Open Subtitles لديها وسواس قهري وهي هنا فقط لأنها جذبت للحلي والشعائر
    Bunun da tek sebebi benimle tanışmak için bu kadar heyecanlı olması ve benim bayanları hayal kırıklığına uğratmak istememem. Open Subtitles لكن فقط لأنها متحمسة جداً لمقابلتي، وكما تعلم لا أحب أن أخيب ظن السيدات

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more