Birkaç saat önce her yeri mühürlediler sadece güvenlik için. | Open Subtitles | قَامو بإغلاق المَكان بالكامل لبضع ساعَات. فقَط من مُنطلق الأمَان. |
Şimdi sadece tahliye görüşmesi bitmekle kalmadı ayrıca 10 sene daha yiyecek. | Open Subtitles | لِذا الآن، ليسَ فقَط فُرَص شيلينجَر بإطلاقٍ مشروط انتَهَت لكنهُ يواجهُ حُكماً بعشرةِ سنين زيادَة |
Ben sadece arkadaş olmak istiyorum. | Open Subtitles | أنا فقَط أُريدُ أن نكونَ أصدقاء أصدقاء، صحيح؟ |
Belki şartlardan dolayı... 10 yaşında bir kızım olduğundan, ölmek üzere olan bir annem olduğundan... belki beni sadece kovarlar. | Open Subtitles | رُبما بسببِ الظُروف لأنهُ لدي طِفلَة بعُمر 10 سنوات و لديَ أمٌ تحتضِر رُبما سيفصلوني فقَط |
sadece bir kere yapılmalı... ve seni affedebilecek kişiye yapman lazım. | Open Subtitles | يجبُ أن يَحصلَ مَرةً واحدَة و فقَط للشَخص الذي بمَقدورِهِ أن يَعفوَ عَنك |
Hayır, sadece onun tarafından da öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | كلا، أنا فقَط أُريدُ التَكلُّمَ معها. لأَسمعَ مِنها |
sadece lanet işin doğru yapıldığından emin olmak istedim. | Open Subtitles | فقَط ارَدتُ التأَكُد أن الأَمرَ تَمَ بشكلٍ صَحيح |
Belki bu kez ona söylemezsin. Belki bu sefer sadece anlar. | Open Subtitles | حسناً، ربما هذه المَرة لا تُخبِرُهُ ربما هذه المَرة هوَ فقَط يَعرِف |
Bu sistemi ben yapmadım Musa, sadece içinde yüzüyorum. | Open Subtitles | أنا لَم أُصَمِم هذا النِظام يا موسى أنا فقَط أتَعَثَّرُ فيه |
gerçek güç, sadece Ulu Tanrının isteğiyle gelir. Her şeye kadirdir. | Open Subtitles | القُوَّة الحَقيقيَة تَأتي فقَط مِنَ نِعمَةِ الله، العَظيم |
Elimde sadece ikinizi kavgalariyla dolu bir dosya var. | Open Subtitles | لَدّيَّ مَلَف مَليء فقَط بالعِراك الذي دارَ بينَكُما |
sadece nasıl korkmuş bir kız olduğunu hatırladım. Ve çok şaşırdım. | Open Subtitles | فقَط تَذَكَرتُ الفتاةَ الخائِفَة التي كُنتيها، و أنا مَذهول |
Olayları bilmiyorum tatlım, ben sadece işi yaptım. | Open Subtitles | لا أدري عَن سياسَتِهِم يا عَزيزي لقد قُمتُ بالعَمَل فقَط |
Biz merhametliyiz, sadece insani nedenlerden değil. | Open Subtitles | نَحنُ رُحَماء ليسَ فقَط للأسباب الإنسانيَّة |
sadece odada değil, gezegenin her yerinde, evrenin en ücra köşelerinde, ışık hayatı yaratır. | Open Subtitles | ليسَ فقَط في هذه الغُرفَة لكن في كُل مكان على الكوكَب، و في كُل زاويَة منَ الكون يُوّلدُ الضوء الحياة |
O buralarda biryerlerde. Ben sadece ona yardım etmek istiyorum. | Open Subtitles | إنها هُنا بمِلئِ إرادَتِها، أنا فقَط أُحاوِلُ مُساعدَتِها |
Hiçbirşey. sadece ağrı kesiciler, o da hipnoz seansı sırasında. | Open Subtitles | لا شيء، فقَط المُخَدِّر عِندما أُنَومُها مِغناطيسياً |
O sadece bazen bu atakları yaşıyor ve kafası karışıyor. | Open Subtitles | إنَها فقَط لا يُمكِنُها أن تُهَجّي، و الطِفل يُصبِحُ مُنزَعِجاً أحياناً |
sadece aralarındaki bağlantıyı göremiyorum. | Open Subtitles | أنـا فقَط لا أرى كيف أربِط بينهم جميعاً. |
- Eminim ki bize İnsan Kaynaklarında gösterecekleri şey tamamen sahte olacak. sadece şov yapacaklar. | Open Subtitles | أراهِن أنَّ أيَّـاً كان ما سيطلعونا عليه في مجلس النوَّاب سيكون كلَّه مزيَّـفاً، كما تعلمون، فقَط للتظاهر. |