| Aslında bunu düşününce gözlerine baktığım ilk andan beri her zaman inanılmaz olmuştu. | Open Subtitles | بعدما فكرت في الأمر كان دومًا مذهلًا منذ اليوم الذي وقع عليه نظري |
| Yani düşününce hayatımın istediğim kısmını yeniden gözleyebiliyorum. | Open Subtitles | اذا فكرت في الأمر أنا أستطيع اختبار أي لحظة أريد من حياتي |
| Yani düşününce hayatımın istediğim kısmını yeniden gözleyebiliyorum. | Open Subtitles | اذا فكرت في الأمر أنا أستطيع اختبار أي لحظة أريد من حياتي |
| Şöyle bir düşünürsen birbirimizi bulacak kadar şanslı olduğumuza dua etmeliyiz. | Open Subtitles | واذا فكرت في الأمر نحن محظوظان جداً لأننا وجدنا بعضنا البعض |
| Ama biraz düşünürsen, bu mantıksızdır. | TED | لكن إن فكرت في الأمر فإن هذا غير منطقي. |
| Bay Burns, o işi düşündüm de, İspiyoncu olmak istemiyorum. Onurlu bir yaşam biçimi değil. | Open Subtitles | فكرت في الأمر ، ولا أود أن أكون واشياً ، إنها ليست حياة شريفة |
| Emily meselesini düşündüm de eğer ona sormak istersen diye hani... | Open Subtitles | لقد فكرت في الأمر و000 اذا كنت ترغب في سؤال ايملي ان 000 انت تعلم000 |
| düşününce yaptıklarının en kötü kısmı, çocuğu alıp gitmesiydi, değil mi? | Open Subtitles | لو فكرت في الأمر ، فأسوأ شئ أنها أخذت الطفل ، صحيح؟ |
| Tabii dört yaşında olduğunu düşününce duygusal açıdan senden daha olgun, ne de olsa. | Open Subtitles | لكن إذا فكرت في الأمر ، فإنه ذو 4 سنين وهو ناضج عاطفيا أكثر منك |
| Çok düşününce insanın başı dönüyor. | Open Subtitles | لو فكرت في الأمر كثيراً فستفقد عقلك |
| Ve bunu düşününce, asıl sen bana borçlusun. | Open Subtitles | في الواقع، بعد أن فكرت في الأمر أنت مدين لي - ماذا؟ |
| Bu garip bir traş tarzı olacaktı. Biraz düşününce anladım ki o anda nasıl traş olursam, ondan sonra da sürekli aynı biçimde traş olmam gerekecekti çünkü sakalımın ölçüsünü sabit tutmalıydım. | TED | دعوني أخبركم، كانت تلك طريقة غريبة في الحلاقة، لأنني فكرت في الأمر وتيقنت أن الطريقة التي سأحلق بها آنذلك ستكون الطريقة التي سأحلق بها لبقية حياتي -- لأنه علي أن أحافظ على نفس العرض. |
| ...o stresi, bekleme odasındaki Ruh halini biraz düşünürsen... | Open Subtitles | والإنتظار خارج الغرفة وأنا أعرف أنك لو فكرت في الأمر |
| Sanırım biraz düşünürsen, öyle de olabileceğini görürsün. | Open Subtitles | ماذا لو فكرت في الأمر لفترة لترى كيف ستسير الأمور؟ |
| Bir düşünürsen, terk edilmen, senin için yaptığım. | Open Subtitles | أنا أقصد, إذا كنت فكرت في الأمر أن تهجرك صديقتك هو كل ما فعلت |
| Evet eğer düşünürsen o kadar çok kaybedince müşterilerinin paraları konusunda daha dikkatli olmanı sağlar bu. | Open Subtitles | أجل ، كما تعلم ، إذا فكرت في الأمر عندما تتعرض لخسارة بذلك الحجم يجعلك الأمر أكثر حرصاً مع أموال عُملائك |
| Baksana, Bucky, düşündüm de... dün gece eğlenceli falandı... ama ilk seferim olduğu için bütün seçeneklerimi... değerlendirmem gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | فكرت في الأمر مليا يا (باكي) وإستمتعت كثيراً ليلة البارحة وبما أنها كانت المرة الأولى التي أمارس فيها الجنس |