Eğer birisi firar edecekse o kişi ben olmalıyım diye düşündüm. | Open Subtitles | و فكرت لو ان احد يريد الهروب لابد ان يكون انا |
Sadece - sandım ki; Eğer ne hissettiğimiz dürüstçe birbirimize anlatırsak.. | Open Subtitles | الأمر أنني فكرت لو أخبرنا بصراحة كلانا الآخر بما نشعر |
Ve sonra anladımki, Eğer bunu saklıyorsa başka ne saklıyor olabilir? | Open Subtitles | ثم فكرت لو أنها تخفي ذلك فماذا تخفي أيضاً؟ |
Canlı yayında söylersem belki geri alırım diye düşündüm. | Open Subtitles | فكرت لو نشرت الخبر في برنامجك فقد أجد فرصةً لإستعادته |
Belki bir turta ya da çikolatayla takas edebilirim diye düşündüm. | Open Subtitles | فكرت لو ان اقايضك بقطعة من الكعك او لربما مانتشيز؟ |
Eğer her şey yolunda giderse, hayatına geri dönebilirsin diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | فكرت لو كل شي مضى على ما يرام كان ممكن ات تعود الى حياتك السابقة |
- Eğer öyle yaparsam... - Benim yerime düşünmekten vazgeç! | Open Subtitles | .. ـ لقد فكرت لو أن ـ توقف عن التفكير بدلاً منى |
Düşünüyorum da, Eğer ki bizim kasap kurbanı doğradıysa aynı şekilde hayvanları da doğrayacaktır. | Open Subtitles | فكرت لو أن الجزار ذبح الضحية فربما قد فعلها بنفس الأسلوب الذي يفعلها مع الحيوانات |
Eğer yeterince çabalarsam bu hayalim gerçek olur sanmıştım. | Open Subtitles | فكرت لو انني تحملت بما فيه الكفاية فتلك الاحلام ستصير حقيقة |
- Düşündüm ki Eğer bilirse onu ne kadar çok sevdiğimi anlardı. | Open Subtitles | -حسنٌ، لقد فكرت لو .. لو علم الأأمر لهذا عرف كم أحبه |
Dedim ki Eğer çocuklar severse anne babalarına anlatırlar gerisi de gelir. | Open Subtitles | فكرت لو أحب الأطفال المتحف فسيخبرون آبائهم، و كما تعلم تفهم ما تبقى من القول |
Eğer anlaşabilseydik sorun olmazdı ama şimdi çok yanlış olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | فكرت لو تمكنا من التفاوض، عليه وأبوس]؛ د على ما يرام، ولكن الآن كل شيء يشعر خطأ. |
Belki bir turta ya da çikolatayla takas edebilirim diye düşündüm. | Open Subtitles | فكرت لو ان اقايضك بقطعة من الكعك او لربما مانتشيز؟ |
Bu saate kadar beklersem ayın ışığı yolumu aydınlatır diye düşündüm. | Open Subtitles | إنه طريق مظلم فكرت لو انتظرت الآن سيساعدني ضوء القمر على رؤية طريقي |
Tatillerde çalışırsam, o da tatillerde çalışabilir diye düşündüm. | Open Subtitles | لذلك فكرت لو أني أعمل في فترة الاجازات ربما هو أيضا يعمل في فترة الاجازات |
Bir Maria Bartiromo değil ama, o, Serena'nın Profesörü ve o da onun için deliriyordu, ben de o kitabı ondan ödünç almalıyım diye düşündüm. | Open Subtitles | "هو ليس بـ "ماريا بارتومارو لكنه أستاذ سيرينا وكانت تمتدحه كثيرًا لذا فكرت لو أستعير الكتاب منها |
Bunların birkaçını tamir edebilirim diye düşündüm. | Open Subtitles | فقط فكرت لو بمقدوري إصلاح بعض من هذه. |
Bana söylemek isteseydin, söylerdin diye düşündüm. | Open Subtitles | فكرت لو أردت أن تخبريني لفعلت |