İş sana düşene kadar kaç kişinin ölmesi gerektiğini düşünsene. | Open Subtitles | فكّري كم من الأشخاص ينبغي أن يموتون .. قبلأن يأتيدوركِ. |
Bir düşünsene, yemekte insanların olması yerine insanlarla yemeğe gidiyoruz. | Open Subtitles | فكّري في هذا بشر على الغداء بدلا من بشر كغداء |
Bir düşünsene. | Open Subtitles | فكّري بالأمر، بعد قرون من الاستلقاء على الجليد.. |
Eğer beni aramak isterseniz, bu gece düşünün, ve yarın tercihinizi iletin, olur mu? | Open Subtitles | إذا أردتِ الإتصال بي فكّري في الموضوع ليلاً وأعلمني غداً، موافقة؟ |
Ve eğer düşünüyorsanız isimsiz yumurta bağışları, lütfen düşünün inanılmaz imkanlar. | Open Subtitles | و إذا كنت تريدين التبرع بالبويضات كشخص مجهول من فضلك، فكّري في الإحتمالات المدهشة |
bir düşün. Sana hiç bunu söyledi mi? | Open Subtitles | فكّري بهذا، متى سبق لها أن قالت لكِ ذلك؟ |
-Ne kadar eğleniriz düşünsene. -Hiç sanmam. | Open Subtitles | فكّري بمقدار المتعة التي سنحصل عليها لن يكون هناك أية متعة |
Yeterince deneyebilirsem, eldivenin neler yapabileceğini bir düşünsene. | Open Subtitles | اذا حصلتٌ علي تدريب كاف، لذا فكّري ما يمكن أن يفعله القفاز |
Yapma. Böyle anlarda depolarda bulunan harika şeyleri düşünsene. | Open Subtitles | فكّري بكلّ الأشياء المدهشة التي توجد في وحدات التخزين في مثل هذه الأوقات |
Ne kadar berbat olduğunu bir düşünsene. | Open Subtitles | فكّري كم كان فظيعاً أن تستيقظي في شقّةِ غريبٍ، |
Yetimlerden yeni yıl kartı aldığın zaman nasıl hissedeceğini bir düşünsene. | Open Subtitles | فكّري فحسب كمْ سيشعركِ بالسعادة عندما تتلقين بطاقة المُعايدة تلك من أؤلئك الأيتام. |
Bu çevrede dolaşan serserileri düşünsene. | Open Subtitles | فكّري بمدمني المخدرات الذين يسيرون في أرجاء هذه المنطقة |
düşünsene. Sınıfı kurban seçme pazarı gibi. | Open Subtitles | فكّري بالأمر، فصله التعليميّ هو متجر تسويقيّ للضحايا. |
düşünsene, bir daha asla notları düşünmek zorunda kalmayacağız. | Open Subtitles | فكّري بالأمر إنها المرة الأخيرة التي تقلقين فيها حيال العلامات. |
düşünsene anne, belki de Simeon'un istediği şey de budur. Oynamak. Bir neden için. | Open Subtitles | فكّري يا أمي، ربما هذا مايريده "سيميون" للعب، لأي غرضٍ ذلك؟ |
Siz gençsiniz, istediğinizi düşünün. | Open Subtitles | أنت شابّة، فكّري بقدر ما تشائين |
Misyoner gibi değil, paralı asker gibi düşünün. | Open Subtitles | فكّري بشكل أقل كمبشّر و أكثر كمرتزق |
Ama bir düşünün. | Open Subtitles | فقط فكّري في الموضوع. |
Narin bir şey düşünün. | Open Subtitles | فكّري بشيءٍ رقيق |
Bu ay sonuna kadar imzalarsak, fazladan sekizinci bir hisseyi ödemeye razıyım. bir düşün istersen. Tamam. | Open Subtitles | أنا على إستعداد لدفع ثمن السهم الثامن الإضافي إذا ربطناه بحلول نهاية الشهر ، فكّري بالأمر |
İyi bir kadınsın. Bunu hak ediyorsun. düşün bunu. | Open Subtitles | أنتِ امرأة صالحة ، وتستحقّين ذلك فكّري بذلك |