Fakat ceset pişirilmiş ve orada başka bir ceset de olmalı. | Open Subtitles | ولكن جسده تمّ طبخه فلابدّ أن تكون هناكَ جثّة أخرى أيضاً |
Doğada bizim anladığımız anlamda aşk varsa işte bu kesinlikle o olmalı. | Open Subtitles | لو كان يتواجد الحب الذي نعرفه في الطبيعة فلابدّ وأن يكون ذاك |
Şu ana kadar. 22 yıldır yaptığına göre, işini çok seviyor olmalısın. | Open Subtitles | حتى الآن. أي أحد يقوم بشيئ لمدة 22 عاما فلابدّ أنّه يحبّه. |
Eğer adımı biliyorsanız, benden korkacak kadar tanıyorsunuz demektir. | Open Subtitles | أن كنتم تعرفونني اسمي، فلابدّ أنكم تعرفون لدرجة كفاية لتهابوني |
Herkesin bir fiyatı vardır. | Open Subtitles | اذا كان لديها نبض، فلابدّ أن يكون لها سعر |
Bombalar bir cep telefonuyla aktif hale getirildiyse fünye bir cep telefonu şebekesinde olmalı. | Open Subtitles | إن تمّ تنشيط القنابل بمُكالمة هاتفية فلابدّ أن المُفجّر يعمل على شبكة خلويّة |
Eğer cehennemin en korkunç cezası buysa, o zaman bu adama yaptıklarınızdan ötürü cennette sana ve ablana ayrılmış, özel bir yer olmalı. | Open Subtitles | إن كان ذلك أسوأ ما تيقدمه الجحيم، فلابدّ أن هناك مكان مميز في الجنة، محجوزة لك ولأختك، |
Hayır, eğer bu planlardan işe yarar bir şeyler çıkarabilirsek, tam buradan çıkılabilecek, işe yarar bir boşluk olmalı. | Open Subtitles | كلاّ، إذا إستبدلنا هذه المخططات، فلابدّ أنّ هناك محور دخول من هنا |
Heyecanlı olduğuna göre bunun bir anlamı olmalı. | Open Subtitles | حسناً، أنت متحمّس، فلابدّ أنّ ذلك يعني شيئاً |
Onu her kim öldürdüyse, terliklerinde kan izi olmalı. | Open Subtitles | أياً كان من قتلها فلابدّ أنّ هناك آثار دماء على نعالهم |
Bu seviyelerdeki früktoz ve şekerkamışına göre ayakkabısına yapışmış olmalı. | Open Subtitles | نظرا للمستوى العالي من سكّر الفواكه وقصب السكر، فلابدّ أنّه إلتصق بحذائه. |
Sebep her ne ise, kesinlikle çekilen parayla bir ilgili var. | Open Subtitles | حسناً، مهما كان، فلابدّ أن يكون مُتصلاً بالأموال التي قاموا بسحبها. |
Bu hesabın kime ait olduğunu çözersek bizi bir isme yönlendirir. | Open Subtitles | لو عرفنا لمن ينتمي ذلك الحساب، فلابدّ أن يُقدّم لنا الاسم. |
Eğer bu kız ile bir ilişkisi varsa kayıtlara geçmiş olması lazım. | Open Subtitles | لو كان على علاقة غراميّة بهذه الفتاة، فلابدّ أن يكون هناك سجل. |
Onu buraya yolladığıma göre güveniyor olmalıyım. | Open Subtitles | لقد أرسلتهُ إلى هنا فلابدّ وأني أثق بهِ إذاً |
Eğer birer tabak daha alırsak, gerçekten de bir aziz demektir. | Open Subtitles | إنّ أثنينا عليه ، فلابدّ وأنه حقـّاً قدّيس |
Eğer birer tabak daha alırsak, gerçekten de bir aziz demektir. | Open Subtitles | إنّ أثنينا عليه ، فلابدّ وأنه حقـّاً قدّيس |
El Kaide saldırmak üzereyse, sahada adamları vardır. | Open Subtitles | لو أنّ تنظيم القاعدة على وشك أن يضرب، فلابدّ أنّ لديهم أناسٍ على الأرض. |
Yani, her sonbaharda. Delphinus'un ufak demetine baktığında, Onu düşünüyor olmalısın. | Open Subtitles | ولذا في كلّ فصل خريف عندما تنظرين إلى المجموعة الصغيرة من كوكبة الدلفين، فلابدّ أنّكِ تفكّرين به |