"فلديه" - Translation from Arabic to Turkish

• vardır
• sahip

Caffrey kasa dairesine girmişse, beş dakikalık havası vardır.
إذا كان كافري في القبو، فلديه 5 دقائق من الهواء

Eğer aradığımız kişi Allen ise yaptığı her şeyi kontrol eden psikiyatrik bir bozukluğu vardır.
ان كان ألين من نبحث عنه فلديه اضطراب نفسي و الذي يتسبب بكل ما يفعله

Yarasaların sonarı vardır. Keşke benim de olsaydı.
فلديه موجات الصدى ليت كان لدي شيء كهذا

Evet ama diğerlerini de buraya attıysa 3 kilometrekarelik bir alana sahip demektir.
نعم.لكن ان رمى جثثا اخرى هنا فلديه أكثر من 800 آكر ليخفي بها

Onu küçümsemeyin. Akli durumuna rağmen yüksek hayatta kalma yeteneklerine sahip.
على الرغم من حالته العقلية فلديه مهارات نجاة شديدة

Tarih bilinci vardır. Dini inancı vardır.
و يقول إنه من التاريخ فلديه ديانة

Eğer Romano sendromu varsa en azından beş genetik bozukluğu daha vardır.
إن كان مصاباً بمتلازمة "رومانو" فلديه على الأقل خمس شذوذات صبغيّة

John polisi aramayın dediyse bir sebebi vardır,... - ...arama...
اذا قال لاتتصلي فلديه سبب لذلك

Eğer senin peşine düşmediyse daha büyük bir durum vardır.
طالما لم يستهدفك، فلديه مخطط أوسع.

Zuri'nin mutlaka sahte taksicilik ruhsatı vardır.
إذا كان (زوري) مايزال في الخارج، فلديه رخصته المزيفة معه.

Burada ise, bir nedeni vardır.
إن لم يكن هنا فلديه سبب وجيه

Onun sınırda birkaç arkadaşı vardır.
فلديه بعض الأصدقاء على الحدود

- Konuştuysa, mantıklı bir sebebi vardır.
-إن كان كذلك, فلديه سبب شرعي

Ünlü kişiler temiz bir imaja sahip olurlar.
حسنا,كشخصية شهيرة فلديه نية مبيتة بالظهور بمظهر نظيف

Kuzenine tarlalarda çalışırsa temsil hakkına sahip olacağını söyle.
,حسناً, أخبر ابن عمك إذا كان يعمل في الحقول فلديه الحق في التمثيل

Dosyanızdaki kayıtlara göre başkasına dönüşebilme ve son derece güçlenme yeteneğine sahip.
حسب سجلاتك فلديه القدرة على التحول الى شخص اخر شخص اكثر قوة بكثير ولا يمكن التغلب عليه

O, dünyanın en çok tanınan yüzüne sahip.
فلديه أكثر وجه معروف في العالم