| İyi o zaman, dur Bakalım. Çaydanlığı ocağa koyarak işe başlayabilirsin. | Open Subtitles | حسنا ، فلنرى كبداية ، يمكنك ان تضعى الابريق على النار |
| Bakalım, yaklaşık üç hafta boyunca birbirlerini görmeye oldum, bu itfaiyeci olmasa da ve birisi, benim kim, demeyeceğim, kaçınarak onu alma Sonraki adım. | Open Subtitles | فلنرى ، أصبحوا يتواعدون منذ ثلاثة أسابيع و شخص ما ، لن أقول من هو عدا أنه ليس الإطفائي يتجنب أن يأخذها للمرحلة التالية |
| Tamam. Bakalım burada su ya da silah var mı? | Open Subtitles | حسناً فلنرى ان كان هذا المكان يحتوي على ماء وسلاح |
| Bakalım hangi mahkum, o da oradayken hücrede zaman geçirmiş. | Open Subtitles | فلنرى اي من زملائه المساجين امضوا وقتا في الحبس الانفرادي |
| Bir Bakalım. O zaman dünyayı durdurduk. Bunların hepsi, mevcut olan | TED | فلنرى. لقد أوقفنا العالم. هذه هي إحصائيات الأمم المتحدة |
| Bakalım. "Kongrede bütçe görüşmeleri yapılıyormuş." | Open Subtitles | فلنرى الكونجرس يناقش سياسة تخفيض الميزانية |
| Ben de Angie Dickinson'ı düzmeyi. Bakalım kim şanslı. | Open Subtitles | و أنا أريد أن أجامع أنجي ديكنسون فلنرى من سيحالفه الحظ أولاً |
| Yürü. Bakalım Mark bir turşu alır mı? | Open Subtitles | هيا، فلنرى إذا كان مارك هو شخصا مناسبا أم لا |
| Bakalım Deeds yokken ne kadar sıkıcı bir program yapmışlar. | Open Subtitles | فلنرى إذن ماذا يذيع هؤلاء الكاذبون عندما لا يكون لديهم ديدز |
| Ya, ya. Bakalım eritme peynirli ton balığına dayana bilecek mi? | Open Subtitles | نعم, نعم فلنرى ان كان يستطيع التغلب على تحدي لحم سمك التونا |
| Yıl sonunda neye benzediğine bir Bakalım. | Open Subtitles | أجل, فلنرى كيف سيكون شكلها في نهاية السنة. |
| Peki, Bakalım, çok hologramlar, çok az zaman. | Open Subtitles | حسناً ، فلنرى الكثير من الصور المجسمة و وقت قصير |
| - Evet, Bakalım, onlar Quossis ve vampirlerin uzak akrabalar olan, hangi bir kovan gelen anlamına gelir. | Open Subtitles | أجل ، فلنرى هم أقارب بعيدين للكويزيس و مصاصي الدماء و هذا يعني أنهم قادمين من خلية |
| O konuda Bakalım bu gece Penguen veya şu kayıplardan biri ortaya çıkacak mı? | Open Subtitles | على ذكر هذا.. فلنرى إذا كان البطريق أو أي من المختفين سيظهرون الليلة |
| Çekçe bilmiyorum. Üzgünüm. Uçuşunuza Bakalım. | Open Subtitles | أنا آسفة أنا لاأتحدث التشيكية فلنرى ما يتعلق برحلتك |
| Bakalım ne kadar ateşlisin, küçük bayan... | Open Subtitles | حسناً، فلنرى مدى حرارتك أيّتها السيدة الصغيرة |
| İddialı birine benziyorsun, Bakalım onları kurtarabilecek misin. | Open Subtitles | تبدو كرجل يستمتع بالتحديات فلنرى لو كنت تستطيع إنقاذهم |
| Hayır, iki referans da numuneyle eşleşmedi. Bakalım veritabanı ne diyor. | Open Subtitles | لم أحاول مطابقته مع العينات التي لدينا فلنرى اذا سنجد أي شيء في قاعدة البيانات |
| Ona aspirin falan bulabilir miyiz, bir Bakalım, olur mu? | Open Subtitles | فلنرى ربما نجد له بعض الأسبرين أو شيي كهذا ، حسنا؟ |
| Bir bakayım, tifo aşısı oldular, bir de tetanos aşısı... difteri aşısı, sarılık aşısı, çocuk felci aşısı. | Open Subtitles | فلنرى ، لديهم أمصال التيفويد و التيتانوس أمصال الدفتيريا و الكبد الوبائى و شلل الاطفال |
| Süngü hücumu. Bu meydandan kimin zaferle çıkacağını göreceğiz. | Open Subtitles | إلتحموا ,فلنرى من سينال النصر من هذه الساحة. |
| Bir düşüneyim, nasıldı? | Open Subtitles | فلنرى ، كيف الاغنية |