"فلنفترض" - Translation from Arabic to Turkish
-
Diyelim
-
varsayalım
-
farz edelim
Diyelim çocuğunuzun matematik ödevini daha iyi yapmasına yardım etmek istiyorsunuz. | TED | فلنفترض أنك تريد مساعدة ابنتك على إنجاز واجبها المنزلي بشكل أفضل. |
Diyelim ki profil doğru ve katil müşterilerimden birinin kızı. | Open Subtitles | حسنا فلنفترض ان وصفكم محق و انها ابنة لزبون لدي |
Diyelim ki buradaki vatandaş bir bardak su içmek istedi. | Open Subtitles | فلنفترض أنّ هذا الرفيقَ هنا يريد أن يأخذ شربةَ ماء. |
Tamam, Diyelim ki bir mermi tehlikedeki güzel bir genç kıza çarpmak üzere. | TED | حسنًا، فلنفترض أن رصاصة في طريقها لإصابة فتاة جميلة في محنة. |
İspanyolca öğrenmek istediğinizi varsayalım. | TED | حسنًا، فلنفترض أنك تريد تعلم الإسبانية. |
Uzay gemilerini, dünyanın farklı köşelerine koordinatlamak istediğinizi farz edelim. | Open Subtitles | فلنفترض أنك أردت الاتصال بهذه السفن في أي جزء من على الأرض |
Diyelim ki bir grup dört gün çalışıyor ve 10 gün karantinada kalıyor. | TED | فلنفترض أن المجموعة الأولى عملت مدة 4 أيام ثم خضعت للإغلاق التام لمدة 10 أيام. |
Diyelim ki onun yattığı odaya girdik ve kulak kabarttık. | Open Subtitles | فلنفترض أننا ذهبنا إلى الغرفة التى يرقد فيها وأنصتنا |
Şey, Diyelim ki, bir fare olmaya karar verdim. | Open Subtitles | حسناً، فلنفترض أنني قررت أنني أرغب في أن أكون فأراً. |
Diyelim ki Central Park'a gidip ördeklerle oynamak istiyorsun. Talihine küs. | Open Subtitles | فلنفترض أنك تريدين الذهاب الى الحديقة العامة |
Sadece bu soruya özel olarak bir oğlum var Diyelim. | Open Subtitles | بالنسبة لهذا السؤال, فلنفترض أن لدىّ ابناً واحداً فقط |
Diyelim ki topraklama istasyonlar olmasaydı, yıldırımlar şehre her çarptığında o koridorlar aşırı elektrik yüklenmiş olurdu. | Open Subtitles | فلنفترض عدم وجود المحطات الأرضية في كل مرة يضرب فيها البرق المدينة تصبح هذه الممرات مشحونة بالكهرباء |
Diyelim ki arabadan inip birini takibe başladın. | Open Subtitles | أعني فلنفترض أنك قفزت من السيارة وبدأت بالركض خلف أحمق ما |
Diyelim ki evlendiniz, Yahudi olur muydun? Daha o kadar ilerlemedik anne. | Open Subtitles | فلنفترض أنّكما تزوجتما، فهل ستتحول إلى اليهوديّة؟ |
Evet, Diyelim ki zaten kendi başımıza bunu akıl ettik ve pankreasında bir kitle bulduk. | Open Subtitles | نعم, فلنفترض اننا اكتشفنا ذلك بمفردنا ووجدنا كتلة على البنكرياس |
Diyelim ki etkilemek istediğim bir kız var. | Open Subtitles | فلنفترض أنّ هناك فتاة أريد أن أثير إعجابها |
Kurbanın annesinin kızlık soyadı ile sağlam bir kadın sesi taklidiyle Diyelim. | Open Subtitles | فلنفترض أن هذا يتعلق بإسم أمها الأعزب وتلفيقات خدمية |
Şimdi Diyelim ki ben muhabirim. | Open Subtitles | إذن، فلنفترض أنّني أنا من يُجري المقابلة. |
Çete sığınağının hemen hemen girilemez olduğu gerçeğini bir kenara bırakıp girdiler Diyelim. | Open Subtitles | بعد استبعاد حقيقه مبني العصابه محصن جدا فلنفترض انه اقتحمه |
Buraya ait olduğumuz için cehennemde olduğumuzu varsayalım. | Open Subtitles | فلنفترض أننا في الجحيم لأننا ننتمي إلى هنا |
Zeno'nun evinin parktan bir kilometre uzakta olduğunu ve Zeno'nun saatte bir kilometre yürüdüğünü farz edelim. | TED | فلنفترض أن منزل زينون يبعد بمسافة ميل عن الحديقة وأن زينون يمشي بسرعة ميل في الساعة. |