Buffy, Diyelim ki işe yaradı. Willow'un bir dakikalığına büyü yapmasını engelledik. | Open Subtitles | بافي , فلنقل أن هذا سيفلح وأوقفنا بافي عن عمل السحر لدقيقة |
Diyelim ki hoş, iyi kalpli, beyaz bir bayan ofisine geldi ve kurtarabileceğini düşünerek, siyah, kokain bağımlısı bebeği almak istedi. | Open Subtitles | فلنقل أن سيدة بيضاء لطيفة وسامية دخلت إلى مكتبك وأخبرتك أنها تفكر في أخذ طفل أسود ناتج عن الإدمان لمنزلها |
Diyelim ki bir evde çatlağın teki barikat kurdu. | Open Subtitles | فلنقل أن لديك مشتبة بة مجنون مختبىء فى المنزل |
Nasıl onların bakım içine cadı hedef vereceğini, ya da, Diyelim ki, gözetim altına koymak? | Open Subtitles | كيف سنضع الساحرة الهدف بحمايتهم أو ، فلنقل أن نضعهم تحت المراقبة ؟ |
Diyelim ki kalp durdu, kan akışı durdu, mirotüpçükler kuantum durumlarını kaybediyor. | Open Subtitles | هاميروف: فلنقل أن القلب يتوقف عن الخفقان ويتوقف الدم عن التدفق |
Diyelim ki; bu bizim kulübeye gittiğimizde vurduğun geyik. | Open Subtitles | فلنقل أن هذا الغزال الذي أطلقتَ عليه عندما كنتَ في كوخنا |
Diyelim ki ölümün bilinçli bir planı var ve bu plan şu an işliyor. | Open Subtitles | فلنقل أن للموت تفكير و يقوم بالتخطيط |
Diyelim ki ölümün bilinçli bir planı var ve bu plan şu an işliyor. | Open Subtitles | فلنقل أن للموت تفكير و يقوم بالتخطيط |
Peki, ama Diyelim ki biri daha vuruldu. | Open Subtitles | حسنًا, فلنقل أن هناك شخص اخر أُصيب |
Diyelim ki bu benim. | Open Subtitles | فلنقل أن هذا أنا، حسناً؟ |
Diyelim ki, bizim bir arkadaşımız var. | Open Subtitles | فلنقل أن لدينا صديقاً |
Diyelim ki pilotlarınız terminale döndü ve birkaç ölü başkanla birlikte kahve içiyorlar. | Open Subtitles | كيف؟ حسنا, فلنقل أن طيارك عاد للمطار وهو يتناول القهوة مع بعض الرؤساء الميتيين (تقصد أنها أعطته نقودا) |
Diyelim ki dava buydu. | Open Subtitles | فلنقل أن تلك هي القضية |