Sadece sinüslerim biraz dolu ve nefes almak için ağzıma ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | .. لكنّ إنّ تجاويفي مُغلقةٌ قليلاً . و أحتاج أن أجعل فمّي يتنفس |
ağzıma bunları sokarak beni sinirlendirirsen engel olamam, | Open Subtitles | لا أستطيع السيطرة على الأمر لو كنت تُثار عن طريق وضع أشياء في فمّي. |
Çok hoş ama tükürüğüm Ağzımda kalsın. | Open Subtitles | حسناً، هذا لطيف، ولكنّي سأبقي لعابي بداخل فمّي |
Bir keresinde de, çılgın bir anımda, karanlıkta parlayan çubuklardan biri Ağzımda patladığında zehirlenmiştim. | Open Subtitles | قصة مملة. ومرة في لحظة هذيان , لقد تعرضت للتسمّم عندما انفجرت عصا متوهجة في فمّي |
Az önce söylediğim kelimelerin ağzımdan çıkacağını asla düşünmezdim. | Open Subtitles | أنا ما فكّرت كلمات مثل تلك يخرج من فمّي. |
O kelimelerin ağzımdan çıktığını düşünemiyorum bile. | Open Subtitles | لا أستطيع تخيّل تلك الكلمات تخرج من فمّي |
Bir bok yapmak zorunda değilim! Ağzımı bozduğum için üzgünüm. | Open Subtitles | ليس عليّ فعل شيء معذرةً على ما صدر من فمّي |
ağzıma soktuğum tek erkek bu. | Open Subtitles | هذا هو الرّجلُ الوحيد الّذي أضعهُ في فمّي. |
Haydi ama. Ben burada oturuyordum. Dilini alıp ağzıma sokmadım ya? | Open Subtitles | أنا جالس هنا فقط لم أضع لسانها في فمّي. |
Onu yapamam, ama ben de yumruğumu ağzıma sokabiliyorum. | Open Subtitles | "لا يمكنني فعل ذلكَ، ولكن يمكنني وضع قبضتي بالكامل في فمّي." |
Bunu ağzıma döksem içimdeki arzu diner mi acaba? | Open Subtitles | إذا أرشّ هذا في فمّي... هل الشهية تذهب؟ |
Ağzımda ekşimsi bir tat var. | Open Subtitles | هذا لا يحدّث، يوجد طعم حامض في فمّي. |
Ağzımda ekşimsi bir tat var. | Open Subtitles | هذا لا يحدّث، يوجد طعم حامض في فمّي. |
Istakoz yahnisi yok mu. Resmen Ağzımda eriyordu. | Open Subtitles | وسرطان البحر هذا ذاب في فمّي فعليـًا |
Bardak Ağzımda kırıldı. | Open Subtitles | لقد انكسر الكأس في فمّي |
ağzımdan kelimeler çıkıyor ama kulaklarına varana kadar | Open Subtitles | تخرج الكلمات من فمّي وحين تصل إلى طبلة أذنها |
Bir kereliğine ağzımdan dökülen kelimelerin birbirimizi yakınlaştırmasını istedim. | Open Subtitles | لمرة واحدة أردت أن تخرج الكلمات من فمّي لتقربنا من بعض |
ağzımdan büyük iki şeyim var. | Open Subtitles | حصلت على الشيئان فقط أكبر من فمّي. |
ağzımdan ilk laf hem de. | Open Subtitles | أولى الكلمات التي خرجت من فمّي. |
Ağzımı kapalı tutsaydım, her şey daha kolay olurdu. | Open Subtitles | كلّ ذلك كان سيكون أهون بكثير لو أبقيتُ فمّي مغلقاً كلاّ. |
Üzgünüm, sadece onun ağzını koyduğu yere ben de Ağzımı koymaya çalışıyorum. | Open Subtitles | آسف، كلُّ ما بالأمر أنّي أردتُ أن أضع فمّي في مكان تواجد فمها. |
Yerinde olsam o Ağzımı kapalı tutardım. | Open Subtitles | أتعرف؟ لو كنت مكانك ، لكنت أغلقت فمّي |