"فنجاناً" - Translation from Arabic to Turkish

    • fincan
        
    • bardak
        
    - Bir fincan çay içmelisin. - Ah, evet, doğru, çay. Open Subtitles يجب أن تشربي فنجاناً من الشاي نعم، طبعاً، الشاي
    - Bir fincan çay içmelisin. - Çok iyi olur. Open Subtitles يجب أن تشربي فنجاناً من الشاي هذا لطف منك
    Hatırlar mısın, baban her gece yatmadan önce kocaman bir fincan sade kahve içerdi? Open Subtitles تتذكرين كيف كان والدك معتاداً ان يشرب فنجاناً كبيراً من القهوة السوداء كل ليلة قبل السرير ؟
    Büyük bir bardak kahve ve kruvasan getir dışarıya. Open Subtitles احضر لي فنجاناً كبيراً من القهوة، وكثير من الكرواسون بجانبه بالخارج.
    Bana bir bardak çay verseydin, iyi olurdum. Open Subtitles إنْ كنتَ أعطيتنى فنجاناً من الشاى كنتُ سأكون على ما يرام.
    Geri gidip odalarımızdaki ısıtıcıları açın. Gelince bir fincan çay içmek istiyorum. Open Subtitles اذهبا وشغّلا مُسخّنات الهواء التي في غرفنا، كما أنّي أود فنجاناً من الشاي حينما أعود.
    Günün herhangi bir saatinde oğlum tarafından hazırlanmış.... ....taze, sıcak bir fincan kahveye hayır demem. Open Subtitles أجل، سأتناول فنجاناً من القهوة الساخنة الطازجة من ولدي في أي ساعة في اليوم
    Beklerken bir fincan kahve ister misin? Open Subtitles أتُريدُ فنجاناً مِن القهوة بينما أنت تنتظِر؟
    Garson, bir fincan çay sipariş ettiğini söyledi. Open Subtitles . قالت النادلة أنّها طلبت فنجاناً من الشايّ
    Koca demlikten bir fincan içeceksin, yazık. Open Subtitles ستحضرين قدراً وتشربين فنجاناً واحداً. هذا هدر.
    Bay de Winter benimle kahve içiyor. Şu aptal garsondan bir fincan daha iste. Open Subtitles السيد "دى وينتر" سيشرب القهوة معنا أطلبِ من النادل أن يحضر فنجاناً آخر
    Bay de Winter benimle kahve içiyor. Şu aptal garsondan bir fincan daha iste. Open Subtitles السيد "دى وينتر" سيشرب القهوة معنا أطلبِ من النادل أن يحضر فنجاناً آخر
    - Bir fincan kahve verir misin, Joe? - Tabii, Danny. Open Subtitles هلا أحضرت لي فنجاناً من القهوة يا جو ؟
    Hatta onlara elimizle bir fincan çay bile veremeyiz. Open Subtitles لا نستطيع حتى أن نعطيهم فنجاناً.
    Bir fincan kahve alayım. Open Subtitles حسناً، سأتناول فنجاناً من القهوة
    Bir fincan kahve alabilirim. Open Subtitles أستطيع إحتساء فنجاناً من القهوة؟
    Monte Carlo'ya falan uçmanı tavsiye etmem ama yürüyüşe çıkabilirsin kendine bir fincan kahve alabilirsin alışverişe çıkabilirsin... Open Subtitles لكن بإمكانكِ الذهاب للمشي وتشربين فنجاناً من القهوة وربما تذهبين للتسوق...
    Neden kendinize birkaç bardak kahve almıyorsunuz. Open Subtitles لماذا لا تجلبون لأنفسكم فنجاناً من القهوة؟
    - Bir bardak daha evlilik ister misin? Open Subtitles هل تريدين فنجاناً آخر من الزواج؟
    Otur; sana bir bardak kahve yapayım. Open Subtitles إجلس، سأحضر لك فنجاناً من القهوة.
    İşe aşırı geç kalmıştım deli gibi koştururken koca bir bardak kahve içmeye çalışıyordum ta ki bu gördüğün adam bana çarpana kadar. Open Subtitles كنتُ متأخّرةً جدّاً عن العمل مستعجلة كثيراً... أشرب فنجاناً كبيراً مِن القهوة عندما اصطدم هذا الرجل بي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more