Olmak istediğimiz yerde yaşıyoruz -- en azından Batı'da. | TED | فنحن نعيش في المكان الذي نريده على الاقل هذا الامر للغرب |
Dışsal başarı ile içsel değerler arasında sürekli bir kendiyle çatışma halinde yaşıyoruz. | TED | فنحن نعيش في مواجهة دائمة مع أنفسنا بين النجاح الخارجي والقيمة الداخلية. |
Kimsenin açlık, sıtma ya da diyare nedeniyle ölmeyeceğini garanti etmeye umut verici şekilde yakın olduğumuz bir dünyada yaşıyoruz. | TED | فنحن نعيش في عالم قارَبَ على ضمان أن لا يموت أحد بسبب الجوع أو الملاريا أوالإسهال. |
İnsan sosyal gelişim teorilerine göre artık teknolojik ilerlemenin dördüncü büyük evresinde yaşıyoruz. Bilgi Çağı. | TED | وفقًا لنظريات التنمية الاجتماعية البشرية، فنحن نعيش الآن العصر الرابع العظيم من التقدم التكنولوجي، عصر المعلومات. |
Asla ayrılmayacağız çünkü İsa için yaşıyoruz ve ona doğru yürürken İsa'yla bir olacağız. | Open Subtitles | نحن لن نكون على حدة بالنسبة لنا فنحن نعيش للسيد المسيح الآن، نحن متحدون مع السيد المسيح كما نذهب إليه |
Kendimi savunmam gerekirse, ki aslında tüm erkekler adına konuşuyorum, meme-merkezcil bir toplumda yaşıyoruz. | Open Subtitles | كدفاع عني.. حسناً كدفاع عن كل الرجال.. فنحن نعيش في مجتمع مركزي النهود |
Gerçekten olağandışı bir zamanda yaşıyoruz. | TED | فنحن نعيش فعلاً في زمن استثنائي. |
Hayatı ileriye dönük yaşıyoruz. | TED | فنحن نعيش حياتنا متطلعين للأمام، |
Bayılacaksın, evlat. Golf sahası üzerinde yaşıyoruz! | Open Subtitles | ستحبه بني فنحن نعيش في ملعب غولف |
Ablamla aynı. Beraber yaşıyoruz. | Open Subtitles | إنه نفس رقم أختي، فنحن نعيش معاً |
Topluluk içinde yaşıyoruz, biliyor musun, çok yüzeysel. | Open Subtitles | فنحن نعيش في مجتمع كما تعلم، بدائي جداً |
Manyetik alanda yaşıyoruz. | TED | فنحن نعيش على مجال مغناطيسي |
Bu yüzden burada yaşıyoruz. | Open Subtitles | لذا فنحن نعيش هنا |
Tıpkı Zarek'in söylediği gibi, yepyeni bir dünyada yaşıyoruz. | Open Subtitles | مثلما اشار (زاريك) بالخارج فنحن نعيش بعالم جديد |
Yani, beraber yaşıyoruz zaten. | Open Subtitles | فنحن نعيش معاً بأي حال |
Aynı evde yaşıyoruz. Sofia'nın bakımını paylaşıyoruz. | Open Subtitles | فنحن نعيش في ذات المنزل (ونبادل العناية بـ(صوفيا |
- Evet, burada yaşıyoruz. | Open Subtitles | أجل، فنحن نعيش هنا |
Ve bu oldukça sevimsiz tekstlerin bazılarında şefkati bulmak için mücadele sıradan hayatta aynısını yapmak için iyi bir elbise provasıdır. (Alkışlar) Ama dünyamıza bakın. Ve dinin korsanlıkla kaçırıldığı bir dünyada yaşıyoruz. Teröristlerin Kur'an ayetlerini kendi zulümlerini haklı göstermek için okudukları bir dünya. | TED | وهذا النضال لإيجاد التعاطف في بعض من تلك النصوص المثبطة نوعاً ما هو تجربة جيدة لفعل المثل في الحياة اليومية. ولكن انظر اليوم إلى عالمنا. فنحن نعيش في عالم-- حيث تتم عمليات الاختطاف باسم الدين وحيث الإرهابيون يتلون آيات من القرآن لتبرير أعمالهم الوحشية. |