"فندقاً" - Translation from Arabic to Turkish

    • otel
        
    • otele
        
    • motel
        
    • oteldi
        
    • otelini
        
    • oteli
        
    Şu anda bir otel, ama 1965'e kadar devletin işlettiği bir yetimhaneymiş. Open Subtitles صار فندقاً الآن ، لكن حتى العام 1965 كان ملجأً حكومياً للأيتام
    Ben çalışayım, sen de gidip uyuyacak bir otel bul tamam mı? Open Subtitles سأستمر بالعمل على القضية، جد فندقاً ونل قسطاً من النوم، حسناً ؟
    Güzel bir otel kuralım ve hala hayatta olan anneni onurlandıralım. Open Subtitles دعنا نبني فندقاً جميلاً وسوف نقوم بتشريف أمك التي مازالت حية
    Sonsuz sayıda odası olan bir otel ve çok çalışkan bir gece müdürü hayal edin. TED تخيّل فندقاً يحوي عدداً لانهائياً من الغرف ومدير ليلي مجتهد جداً في عمله.
    Biraz uyumak ve eşyalarını toplamak için eve gitti, çünkü bu gece otele çıkacakmış. Open Subtitles عاد للمنزل للنوم و أن يحزم أمتعته و يجد فندقاً للاقامة به
    İşe bak. Koca bir otel dolusu yalnız kadın. Open Subtitles أتصدق أن فندقاً كاملاً ليس به إلا سيدات وحيدات؟
    Burası otel değil. - Bir yerlere gidiyor olmalısın. Open Subtitles هذا ليس فندقاً أنت يجب أن تذهب إلى مكان ما
    Buralarda 12 otel var. San Diego'da bir. Bunlardan birinde olmalı. Open Subtitles إثنى عشر فندقاً يحملون هذا الإسم لابد أنه واحد منهم
    Bak, orada bir otel dolusu insan ölüyor. Onlardan biri de benim eşim. Open Subtitles لدىّ فندقاً ملىء بناس يموتون واحدة منهم زوجتى
    Bir otel alabilirim. otel fiyatlarının ne kadar olduğunu biliyor musunuz? Open Subtitles يمكنني شراء فندق كم يبلغ ثمن فندقاً برأيكم؟
    Şehir merkezinde. - Bir otelde mi? Hayır, otel değil. Open Subtitles ـ فى فندقاً ـ لا انة ليس فندقا انها شقة
    Dışardan kilitlendiği için asla ayrılamayacağın bir otel olarak düşün. Open Subtitles اعتبريه فندقاً لن تغادريه لأنه مغلق من الخارج
    Bir şehri severse, oraya bir otel inşa ediyor. Open Subtitles لقد وقع في الحب مع مدينة و بنى لنفسه فندقاً
    Burası otel değil evlat. Nerede kalacağını seçemezsin. Open Subtitles هذا ليس فندقاً يا بنيّ، لستَ مُخيّراً في إنتقاء نزلكَ.
    Burası otel değil evlat. Nerede kalacağını seçemezsin. Open Subtitles هذا ليس فندقاً يا بنيّ، لستَ مُخيّراً في إنتقاء نزلكَ.
    Bazen öyle olmak zorundasın, özellikle de otel işletiyorsan. Open Subtitles الأمر ليس ممتعاً كما تعتقدين لا سيّما لمَنْ يدير فندقاً
    Sonra birisi araziyi satın aldı ve zengin VIP'lerin çatı katında keyif yapabileceği lüks bir otel inşa etti. Open Subtitles ثم شخصاً ما إشتراه وبني فوقه فندقاً للرفاهية وجناح علوي لكبار الشخصيات
    Dev bir otel olması planlanmıştı. Hiç bitirilemedi. Open Subtitles كان يفترض بها أن تصبح فندقاً ضخماً ولكن لم تنجز الأعمال فيها.
    Eviniz otele dönmüş! Open Subtitles لقد أصبح منزلكِ فندقاً
    Buranın uluslararası bir şirket olduğunu düşünüyorum, yolüstü bir motel değil... Open Subtitles ظننت أن هذا فندق لسلسلة عالمية, و ليس فندقاً على جانب الطريق
    Mayfield, 30'lu ve 40'lı yıllarda ünlü bir oteldi. Sonra kısa bir süreliğine pis bir yere dönüştü. 1980'de yeniden düzenlenene kadar. Open Subtitles الميفيلد كان فندقاً شهيراً في الثلاثينات والأربعينات ثم أصبح مخزناً للسلع حتى عام 1980 حين تم تعديله.
    Ve bu yüzden, burayı kapatıp, yeni marka "Güneşli Vista Mega Nottingham" otelini inşa etmeye karar verdik. Open Subtitles ولذلك قررنا أن نغلق هذا الفندق , وأن نبني فندقاً جديداً , صني فيستا ميجا نوتنغهام
    Teröristler İsrail'de bir oteli basmışlar. Open Subtitles الارهابيين قاموا بالاستيلاء على فندقاً فى تل ابيب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more