Benim buraya "senden çalmak için geldiğim" kısmını Anladın değil mi? | Open Subtitles | إنّكِ فهمتِ الجزء بشأن قدومي إلى هُنا هو السرقة منكِ، صحيح؟ |
Senin için olan hislerimi hiç Anladın mı ya da düşündün mü? | Open Subtitles | هل فهمتِ ولو لمرّة ماذا كنت أشعر أو أفكر؟ |
Bu söylediğim hariç. Ve bu. Anladın sen onu. | Open Subtitles | عدا هذه العبارة، وتلك العبارة، فهمتِ المغزى |
Bak, sadece kariyerime odaklanacağım bebeğim şu anda, tamam mı? | Open Subtitles | علي أن أعطي لحياتي المهنية أولوية فحسب، فهمتِ يا عزيزتي؟ |
Gözyaşları, söyleyemediğin şeyleri anlatır Anlıyor musun? | Open Subtitles | الدموع تقول ما لا تستطيعي قوله هل فهمتِ مغزاي ؟ |
Tamam, şimdi doğru kaleye geri dönüyoruz, Anladın mı? | Open Subtitles | حسنـاً , الآن سوف تعودين مباشرة إلى القلعـة , فهمتِ ؟ |
Şimdi neden kamuoyuna açıklayamayacağımı Anladın mı? | Open Subtitles | هل فهمتِ الآن لمَ لا يمكنني التحدث علناً؟ |
En başında her şeyi Anladın sanmıştım. Ben katillerin izini sürüyorum, işim bu. | Open Subtitles | خلتُكِ فهمتِ عندما ارتبطنا، أطارد القتلة، هذا عملي |
Şimdi neden kamuoyuna açıklayamayacağımı Anladın mı? | Open Subtitles | هل فهمتِ الآن لمَ لا يمكنني التحدث علناً؟ |
Kovalamanın heyecanı, doğru Anladın değil mi? | Open Subtitles | إنّها لذة المطاردة فهمتِ ذلك ، أليس كذلك ؟ |
Anladın mı? | Open Subtitles | إلا حينما تتعلمين الأساسيات من المدرسة , هل فهمتِ هذا؟ |
Belki bir şeyi yanlış duydun ya da konuşmamızın sadece bir kısmını duydun ve-ve yanlış Anladın. | Open Subtitles | لعلّكِ فهمتِ شيئاً على نحو خاطيء أو سمعتِ جزءً من المُحادثة فحسب و أساءتِ فهم الأمر |
Bak şimdi, hepsini yanlış Anladın, tatlım. | Open Subtitles | ،الآن أنظري، فهمتِ الأمر كلّه خطأ يا حبيبتي |
Yukarıya seslen de öyle çık, tamam mı? | Open Subtitles | ناديهم قبل أن تصعدي للأعلى لهم , فهمتِ ؟ |
Bu gece kapatmadan, bu siparişi mail atmış ol, tamam mı? | Open Subtitles | إحرصي على إرسال هذه الطلبية بالإنترنت قبل إغلاق الملهى الليلة , هل فهمتِ ؟ |
Soran olursa, onu ben vurdum. tamam mı? Sen köşede ağIıyordun. | Open Subtitles | اذا اي احد سأل انا اطلقت عليه فهمتِ,وأنتِ كنتِ تبكين في الزاوية |
Birlikte zaman ihtiyacımız var. Ne demek istediğimi Anlıyor musun? | Open Subtitles | نحتاج لبعض الوقت لأنفسنا هل فهمتِ ما أعنيه ؟ |
Yolun aşağısında, iş fırsatları çıplak iş kollarında azalma eğiliminde bilmem Anlıyor musun. | Open Subtitles | بنهاية المطاف، ثمة وظائف قليلة في عالم التعرّي، إذا فهمتِ مغزاي |
Haydi ama, bana anladığını, onları izlediğini kendin söyledin. | Open Subtitles | هيا، أنتِ أخبرتيني بنفسك أنكِ فهمتِ برؤيتهم |
Ayrıca çok gerçekçi. Şimdi beni anladınız mı? | Open Subtitles | وهي واقعية جداً أيضاً والآن هل فهمتِ قصدي؟ |
Bunu bir daha yapmayacağım, Anlaşıldı mı? | Open Subtitles | أنا لن أقوم بعمل ذلك مرّة أخرى , هل فهمتِ ؟ |
Öyle görünüyor ki bir şeyleri bilmediğin halde anlıyorsun. | Open Subtitles | يبدو هذا وكأنّكِ تعلمين أشياء أنّك فهمتِ |
- Çaktın mı? | Open Subtitles | -هل فهمتِ ؟ |
Her şeyi yanlış anlamışsın. Sana acıdığım için gelmedim buraya. | Open Subtitles | لقد فهمتِ ذلك بنحو خاطئ، لستُ هنا لكوني أشفق عليك |