"فهي لا" - Translation from Arabic to Turkish

    • O
        
    • hiç
        
    • hiçbir
        
    Üçüncü kural, ben bu bilgiyi geri aldığımda O sadece birinin boyu, kilosu ve nerede doğduğu bilgisinden ibaret değil, onun bağları olmalı. TED الشرط الثالث هو أنني عندما أحصل على تلك المعلومات فهي لا تحوي فقط طول ووزن شخص ما أو متى وُلد، هي تحوي علاقات.
    Pek öyle değilmiş ki, O hala kazanmak için favoriymiş. Open Subtitles لم يكفي على ما يبدو فهي لا زالت المفضلة للفوز
    Ama onun için aynısı geçerli değil. O kural tanımıyor. Open Subtitles هذا ليست طريقة التعامل معها فهي لا تخضع لأي قواعد
    Pekala, sana söyleyeyim bu şekilde Bebek Jane'e hiç de iyilik yapmıyor. Open Subtitles حسناً، إذا أردت الحقيقة فهي لا تصنع معروفاً لـ بيبي جين.
    Davasının çok zor olduğunu anlasın yeter... hiç durmadan okudu mu? Open Subtitles فهي لا تعطيه سوى تلميحات عامّة عن التعقيدات، ولا بدّ أن أناضل بالنيابة عنه
    Ne kadar oyarsam oyayım bana hiçbir şey ifade etmiyor. Open Subtitles مهما قمتُ بالنقش، فهي لا زالت لا تعني لي شيئًا.
    Gittik ve bu inanılmaz midye yataklarını çıplak kayalar üzerinde bulduk. O kadar büyük midyeler ki onları açtığımızda artık midye gibi görünmüyorlardı. TED وجدنا أصداف ضخمة جداً موضوعة على صخرة جرداء, و عند فتحها, فهي لا تبدو كالأصداف.
    Neyse, zaten hiç şansım yok. O sadece yaşıtı erkeklerden hoşlanıyor. Open Subtitles على أي حال، لا فرصة لي فهي لا تحب إلا من هم بسنها
    O alabalıklar akıntıya karşı yüzerken akılları tek şeyle meşguldür. Open Subtitles عندما تسبح تلك الأسماك عكس التيار، فهي لا تفكّر سوى في أمر وحيد:
    İlgini çekecek bir şey daha var ki Pemberley'den beş mil kadar uzak ve ününü O büyük malikaneye borçlu. Open Subtitles ولكن قد تكون لها سلبية واحدة في نظرك فهي لا تبعد عن بيمبيرلي سوى خمسة اميال ويدين معظم ازدهاره لذلك العقار العظيم
    Yalnızca beni tekrar, O sert topluluğun içinde görmek istemiyor. Open Subtitles فهي لا تريدني أن أرجع مع حشد قوي فحسب مرة أخرى
    O her kimse, buna değmez. - Daha fazla katılamazdım. Open Subtitles أينما تكون فهي لا تستحق هذا أتفق معك بشدة
    Bu, ilaç şirketlerinin kâr edebilmesi için yeterli değil. O yüzden hiçbiri tedavi geliştirmek için bir şey yapmıyor. Open Subtitles عدد لا يكفي شركات الأدوية لجني الأرباح، لذا فهي لا تستثمر في البحث عن علاج
    Şunu bil ki bir kadın böyle ağlıyorsa, hiç eğlenmiyor demektir. Open Subtitles مستقبلاً، عندما تبكي امرأة هكذا، فهي لا تشعر بأي مرح.
    - Başlama yine Lejyoner saçmalığına. Burada hiç bir anlamı yok. Open Subtitles لا تصدق هذه التفاهات فهي لا تعني شيئاً هنا
    Bununla ilgili sorunları var. Ailesi onu işinde hiç desteklemiyor. Open Subtitles يوجد مشكلة لديه مع عائلته فهي لا تدعمه في عمله على الإطلاق
    Nasıl yapacağımı bilmiyorum. Bak, ana sistemlerin hiç birinden gelmiyor. Open Subtitles لا أعلم كيف، فهي لا تأتي من أي من الأنظمة الرئيسية.
    Araştırmalar gösterdi ki, dişi eğer hamileyse hiçbir zahmete girmiyor. TED والدراسات وجدت أنها إذا كانت حاملاً فهي لا تصدر أي إزعاج.
    hiçbir zaman yolunu şaşırmaz, fırtınada bile. Open Subtitles فهي لا تضيع طريقها ابدا، حتى في العاصفة.
    Unut bunu! Paola filmler hakkında hiçbir şey duymak istemiyor. Open Subtitles انس الأمر,فهي لا تريد أن تسمع اي شيء عنالافلام

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more