Sevgilerini göstermeleri için kızlarını katil olmaya zorlayan kadın anne değildir. | Open Subtitles | أي امراة تجبر فتيات على القتل لإظهار حبهن فهي ليست أمًا. |
Tehlikeli değildir. Suçlular çoktan gitmiştir. | Open Subtitles | فهي ليست خطيرة، والمجرمون قد رحلوا منذ وقت طويل |
Kocam ciddi bir insandır Bay Devine. Bir ilişkisi varsa, sıradan bir olay değildir. | Open Subtitles | إن زوجي شخص جديّ, إذا كان لديه علاقة ' فهي ليست عابرة |
Bodrum katında yaşar. Gerçi kötü bir insan değildir. | Open Subtitles | تعيش في السرداب مع ذلك، فهي ليست شخص سيئ |
Bir suç örgütünün filoda gelişip büyümesine izin vermek seçim meselesi değildir, Yüzbaşı. | Open Subtitles | سواء سمحنا أم لم نسمح بمشروع إجرامى للإزدهار على متن هذا الأسطول فهي ليست مسألة إختيار يا كابتن |
Hiçbir şey hatırlamıyorsa, o artık o kişi değildir. | Open Subtitles | إذا كانت لا تتذكر أي شيء فهي ليست من كانت من قبل |
Bazıları için çok uzaktır, ama gerçekten gitmek isteyenler için değildir. | Open Subtitles | هي بعيدة جداً للبعض وأما بالنسبة للذين يريدون حقاً الذهاب إلى هناك فهي ليست بعيدة |
Bütün bi günde yapacaklarından vazgeçmek, huzurlu olmak demek değildir. | Open Subtitles | بالنسبة لي, أنا قريبة من المعاناة طوال اليوم, ومن ثم فهي ليست مسالمة. |
baban sana gerçekleri söyleyecek kadar yürekli değildi eve asla dönmeyen bir kadın için eğer cennet varsa evlat, annen orada değildir | Open Subtitles | و لم يمتلك أبيك الجرأه ليخبر إبنه أنه يبحث عن مدمنه منتحره لن تعود أبداً و لو كانت هناك جنه يا بني فهي ليست بها |
- Öyle kolay biri değil ama çok namuslu da değildir. | Open Subtitles | فهي ليست رخيصةً، لكن ليست متزمّتةً أيضاً. |
Evsahibi Vivien Tanaka'yı tuttuysa olay tahtakurusu değildir. | Open Subtitles | اذا كان هو يستخدم تاناكا , فهي ليست قضيه حشرات |
Eğer bu anlaşmanın bir parçası değilse, değildir. | Open Subtitles | لو لم تكن جزء من صفقتكِ فهي ليست جزء من صفقتكِ |
Bana bak. Ne kadar kötü olduğu umurumda değil. İçinden çıkılmaz bir durum değildir. | Open Subtitles | لا أهتم كم هي سيئة، فهي ليست بتلك السوء. |
Kara mayınları, beyler, dostunuz değildir. | Open Subtitles | الألغام الأرضية، أيها السادة. فهي ليست أصدقائك. |
Eğer yeterli olmuyorsa, o kız senin için doğru kız değildir. | Open Subtitles | إن كان ذلك غير كافياً فهي ليست الفتاة المناسبة لك |
Gördüğüm kadarıyla, eğer organik değilse senin için iyi değildir. | Open Subtitles | من منظوري الخاص , ان لم تكن طبيعية فهي ليست جيدة |
Bir oyun değildir. | Open Subtitles | لا يمكنك لعب الملاكمة، فهي ليست لعبة. |
Kitaba konabiliyorsa romantik değildir. | Open Subtitles | اذا وضعوها في الكتاب فهي ليست كذلك |
Görmezsen-- - Orada değildir. Evet. | Open Subtitles | إذالمتراها فهي ليست موجوده, نعم |
Konu Başkan olduğunda özel değildir. | Open Subtitles | لأنه عندما يكون الرئيس، فهي ليست شخصية... |