"فوجدت" - Translation from Arabic to Turkish

    • buldun
        
    • buldum
        
    • girdim
        
    • de baktım
        
    • tişört giyen
        
    • biraz araştırma
        
    Bir deliyle dövüşmeye gelip yerine bir tanrı mı buldun? Open Subtitles هل جئت لتقاتل مجنونا ؟ فوجدت مكانه قدرة خارقة ؟
    Ama sen bana yaşlı bir askerin hayal edebileceği en iyi görevi buldun. Open Subtitles فوجدت أنت لى أفضل عمل يمكن أن يتمناه جندى عجوز مثلى
    İşe verimsizlikleri bulmak için alındın ve 1,2 milyon tanesini buldun. Open Subtitles لقد وظفت لتجد إنعدام الكفاءة فوجدت 1.2مليون منهم
    Doğurganlık ve kadın başına doğurganlık sayılarını buldum. TED فوجدت الخصوبة عند الولادة، ونظرت إلى معدل الخصوبة الإجمالي لكل امرأة.
    O gece oturdum ve bunu nasıl cevaplamam gerektiğini düşündüm. Kendimi bir çok şüphe ile dolu halde buldum. TED جلست تلك الليلة أتساءل كيف يجب أن أرد، فوجدت نفسي ملأى بالشكوك.
    Odaya girdim etrafa baktım şurada spor çantasını gördüm. Open Subtitles لقد دخلت الغرفة ونظرت من حولي فوجدت حقيبة الرياضة
    Yeri bulmak için haritayı çıkarınca bir de baktım ki saniye koluyla aynı sayfadayım. Open Subtitles أخرجت كُتيّب الخرائط لمعرفة أحد المواقع فوجدت نفسي رقم الصفحة وهو نفس رقم الثواني
    Lydia bana onun V yakalı tişört giyen bir şeytan olduğunu söylediği için yalnız gitmemenin iyi olacağını düşündüm. Open Subtitles وبما أنّ (ليديا) أخبرتني أنه الشيطان نفسه، فوجدت أنك يجب ألّا تكون وحدك.
    Sonra eve gittim ve biraz araştırma yaptım, ve bazı şok edici istatistiklerle karşılaştım. TED بعدها عدت إلى المنزل، و قمت ببحث بسيط، فوجدت بعض الإحصائيات الصادمة.
    Boksit ararken Bakır buldun Open Subtitles لقد كنت تبحث عن البوكسيت فوجدت النحاس
    Öyleyse Haitiliyi sen buldun ve kalbini kesip çıkardın. Open Subtitles فوجدت أنت الهايتي واقتلعت قلبه.
    Sen de kaza sonucu meydana gelen zehirlenmelere karşı kullanılan bir antidot buldun. Open Subtitles لذا فوجدت ترياق للتسمم للقيام بالعمل
    Demek ki kullanacak başka bir yer buldun. Open Subtitles فوجدت استخداماً جديداً لها إذاً.
    Hücremi aramak için 219 tipi izin çıkarttın. Benimle Dört Atlı arasında bağ buldun. Open Subtitles استصدرت مذكرة 219 لتفتيش غرفتي، فوجدت صلة بيني وبين (الفرسان الأربعة)
    Ama başka bir şey buldun, değil mi? Open Subtitles فوجدت شيئًا آخر، صحيح؟
    Polis onları yakalamıştı, ama sen, Zadie'yi buldun. Open Subtitles تم اعتقالهم من قبل رجال الشرطة (أما أنت... . فوجدت (زادي
    Böylece etrafta bir kit veya bir tür model satıp satmadığını aramaya başladım ve bir sürü referans malzemesi, bir dolu harikulade fotoğraf buldum -- TED وهكذا بدأت بالبحث ما اذا باع أحدهم عدة, أي نوع من النماذج بامكاني الحصول عليها فوجدت العديد من المراجع و الصور الجميلة
    Aynı malzemelerden biraz daha buldum ve her şey yerli yerine oturuncaya kadar çok yavaşça; nefesimi tutarak, kalp atışlarımın arasında çalışarak, evi yapmaya karar verdim. TED فوجدت المزيد وقررت تشييد البيت ببطء شديد مع حبس نفسي والعمل بين نبضات قلبي والتأكد من أن كل شيء مستوٍ.
    Sokakta para buldum, bir Wonka çikolatası aldım ve bilet içindeydi! Open Subtitles وجدت قطعة نقود بالشارع، فإشتريت قالب وونكا، فوجدت فيه التذكرة
    Ben de o gece gizlice girdim ve bir sürü cevap aldım. Open Subtitles فأقتحمت المكتب ليلا ، فوجدت الكثير من الاجابات
    Yaşlanmayı geciktirebildim, ama ne yazık ki, bir sabah kalktım ve- bir de baktım çok fazla konuşan ihtiyar bir adam olmuşum. Open Subtitles مرحلة الشيخوخة تأخرت لكن في صباح ما استيقظت فوجدت نفسي رجل عجوز كثير الكلام
    Lydia bana onun V yakalı tişört giyen bir şeytan olduğunu söylediği için yalnız gitmemenin iyi olacağını düşündüm. Open Subtitles وبما أنّ (ليديا) أخبرتني أنه الشيطان نفسه، فوجدت أنك يجب ألّا تكون وحدك.
    Çalışanlarım bilgilerine ulaşamadı bu yüzden biraz araştırma yaptım ve kamyonetin arkasında oturup bira içtiğin bir fotoğrafı gördüm ve kendime bu bir bilim insanı değil dedim. Open Subtitles لم يتمكن مكتبي من الحصول على سيرتك الذاتية، لــذلك قمت بعمل بحث فوجدت صورة لكِ تجلسين بمؤخرة شــاحنة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more