Bir başkasının senin üzerinde yuvarlanmasından hoşlanıyormuş gibi görünmesine müsaade edeyim. | Open Subtitles | أعني، أترك أحد آخر يتظاهر بالإستمتاع بالصعود والنزول فوقك في الليل |
Şimdi geriye doğru gidelim ve sizi Dünya'nın Kuzey Kutbu üzerinde bir uyduya koyalım ve kuzeyin yukarıda olduğunu düşünün. | TED | دعونا نسلط الضوء على طريق العودة ونضعك في قمر صناعي صغير فوق القطب الشمالي من الأرض و اعتبر أن الشمال من فوقك. |
Başıma açtıklarından sonra, elimde neşterle üzerine atlamadığım için şanslısın. | Open Subtitles | بعد الذي وَضعتَني خلال، أنت محظوظ أنا ما كُنْتُ أَقِفُ فوقك مَع مبضع. |
Memelerinin üstünde dans edip, poponun üzerinde hoplayıp zıplayacağım. | Open Subtitles | سأرقص فوقك وأطير فرحاً وأنا إلى أضاجعكِ. |
Uydu üstüne gelmeden önce sadece 7 kesik yapabilecek vaktin var. | TED | لكن لن تمتلك سوى الوقت لإجراء 7 عمليات قطع بينما يكون القمر الصناعي فوقك مُباشرة. |
tepende beyaz, köpüklü su. Hafif hafif sallanan fırçalar. | Open Subtitles | الماء و الرغوى البيضاء فوقك و الفرش بجانبك |
üstünüzde yıldızlar, altınızda taşlar. | Open Subtitles | .من فوقك النجوم. و من تحتك الأحجار |
Ben üstte olsam da burun kıllarını görmesem olur mu? | Open Subtitles | هل يمكنني أن أكون فوقك حتى لا اضطر للنظر لأنفك؟ |
Şimdi ağzına yaklaşacağım, yani uyanıp üzerinde bir kardeşini görürsen, ben o biçim değilim. | Open Subtitles | حسنا سوف اقترب قليلا من فمك إذن لو استيقظت ورايتنى فوقك فلا تفهمنى خطا |
Göğüslerinde dans edeceğim. Kalçalarının üzerinde zıplayacağım. | Open Subtitles | سأرقص فوقك وأطير فرحاً وأنا إلى أضاجعكِ. |
Kalçalarının üzerinde zıplayacağım. | Open Subtitles | سأرقص فوقك وأطير فرحاً وأنا إلى أضاجعكِ. |
Hala üzerine oturabileceğim kadar küçüksün. | Open Subtitles | انت لست كبيراً للغاية يمكنني الجلوس فوقك |
Herif üzerine çıkar, taşakları sallanmaktadır. | Open Subtitles | إنه يقف فوقك وخصيتاه متدلية وكأنها ناقوس كنيسة |
Yaprakların üzerine uzan, gözlerini kapat ve üzerinden soğuk kurt pençeleri geçtiğini hayal et. | Open Subtitles | اختبئ تحت الأوراق ، وأغمض أعينيك وقد تشعر .. بأقدام الذئاب الباردة ، تعبر من فوقك .. |
üstünde oturduğum için nefes alamıyor gibi bir halin var. | Open Subtitles | -أعتقد بأنك لا تستطيع التنفس -بجلوسي فوقك -هذا جميل جداً |
Kafanızın 100 metre üstünde bir dalga düşünün. | Open Subtitles | تستطيع أن تتصوّر 100 متر من الماء فوقك |
Seni saklayabiliriz. üstüne meyve koyar, tabak oldugunu söyleriz. | Open Subtitles | يمكننا إخفائك, سنضع فوقك كومة من الفواكه و ندعي أنك طبق |
İşaret verdiğimde hemen tepende yıldırım fırtınası yaratacaksın. | Open Subtitles | وحين أعطيك الإشارة سيكون عليك خلق عاصفة رعدية فوقك |
Sağ üstünüzde. | Open Subtitles | هل نملك مخرجاً؟ إنها فوقك مباشرة |
Kahrolası nerede? Sanırım şuan üstte olan benim. | Open Subtitles | أين هي بحق الجحيم ؟ أعتقد أنني فوقك , الآن ؟ |
Yukarı çık. / Unuttun mu ben sadece yardımcıyım? | Open Subtitles | فوقك يَذْهبُ. فوقك يَذْهبُ. أنا مُجَرَّد المُساعدُ، تذكّرْ؟ |
Sen bu büyük beyaz yatakta uzanıyorsun, bende senin üstündeyim. | Open Subtitles | و هناك فراش أبيض كبير تنامين عليه و أنا أقف فوقك |
Üst katınıza taşındım ve yine de bana yardımcı olmuyorsunuz. | Open Subtitles | لقد إنتقلت فوقك الآن وما زلت لا يمكنك مساعدتي |
Sanki taşaklarını kafanın Üstünden sarkıtmış da ön koluna doğru sürüyor gibi. | Open Subtitles | وكأن مشعوذًا سيرفع منجله فوقك وينزل به قاطعًا ذراعك. |
Okyanusun bu kadar derinlerinde olmak üzerinize 50 jumbo jetin yığılmış olmasına benzer. | Open Subtitles | التواجد بهذا العمق في المحيط شبيه بوضع 50 طائرة جامبو مُكدسة فوقك |
Bay Dent, bu buldozerin üstünüzden geçmesi halinde buldozerin ne kadar zarar göreceğine dair bir fikriniz var mı? | Open Subtitles | سيد دينت, هل تعرف ما مدى الضرر الذى سيحدث لتلك الجرافة إن تركتها تمر من فوقك ؟ |