"فوقك" - Traduction Arabe en Turc

• üzerinde
• üzerine
• üstünde
• üstüne
• tepende
• üstünüzde
• üstte
• Yukarı
• üstündeyim
• Üst
• Üstünden
• üzerinize
• üstünüzden

Bir başkasının senin üzerinde yuvarlanmasından hoşlanıyormuş gibi görünmesine müsaade edeyim.
أعني، أترك أحد آخر يتظاهر بالإستمتاع بالصعود والنزول فوقك في الليل

Şimdi geriye doğru gidelim ve sizi Dünya'nın Kuzey Kutbu üzerinde bir uyduya koyalım ve kuzeyin yukarıda olduğunu düşünün.
دعونا نسلط الضوء على طريق العودة ونضعك في قمر صناعي صغير فوق القطب الشمالي من الأرض و اعتبر أن الشمال من فوقك.

Başıma açtıklarından sonra, elimde neşterle üzerine atlamadığım için şanslısın.
بعد الذي وَضعتَني خلال، أنت محظوظ أنا ما كُنْتُ أَقِفُ فوقك مَع مبضع.

Memelerinin üstünde dans edip, poponun üzerinde hoplayıp zıplayacağım.
سأرقص فوقك وأطير فرحاً وأنا إلى أضاجعكِ.

Uydu üstüne gelmeden önce sadece 7 kesik yapabilecek vaktin var.
لكن لن تمتلك سوى الوقت لإجراء 7 عمليات قطع بينما يكون القمر الصناعي فوقك مُباشرة.

tepende beyaz, köpüklü su. Hafif hafif sallanan fırçalar.
الماء و الرغوى البيضاء فوقك و الفرش بجانبك

üstünüzde yıldızlar, altınızda taşlar.
.من فوقك النجوم. و من تحتك الأحجار

Ben üstte olsam da burun kıllarını görmesem olur mu?
هل يمكنني أن أكون فوقك حتى لا اضطر للنظر لأنفك؟

Şimdi ağzına yaklaşacağım, yani uyanıp üzerinde bir kardeşini görürsen, ben o biçim değilim.
حسنا سوف اقترب قليلا من فمك إذن لو استيقظت ورايتنى فوقك فلا تفهمنى خطا

Göğüslerinde dans edeceğim. Kalçalarının üzerinde zıplayacağım.
سأرقص فوقك وأطير فرحاً وأنا إلى أضاجعكِ.

Kalçalarının üzerinde zıplayacağım.
سأرقص فوقك وأطير فرحاً وأنا إلى أضاجعكِ.

Hala üzerine oturabileceğim kadar küçüksün.
انت لست كبيراً للغاية يمكنني الجلوس فوقك

Herif üzerine çıkar, taşakları sallanmaktadır.
إنه يقف فوقك وخصيتاه متدلية وكأنها ناقوس كنيسة

Yaprakların üzerine uzan, gözlerini kapat ve üzerinden soğuk kurt pençeleri geçtiğini hayal et.
اختبئ تحت الأوراق ، وأغمض أعينيك وقد تشعر .. بأقدام الذئاب الباردة ، تعبر من فوقك ..

üstünde oturduğum için nefes alamıyor gibi bir halin var.
-أعتقد بأنك لا تستطيع التنفس -بجلوسي فوقك -هذا جميل جداً

Kafanızın 100 metre üstünde bir dalga düşünün.
تستطيع أن تتصوّر 100 متر من الماء فوقك

Seni saklayabiliriz. üstüne meyve koyar, tabak oldugunu söyleriz.
يمكننا إخفائك, سنضع فوقك كومة من الفواكه و ندعي أنك طبق

İşaret verdiğimde hemen tepende yıldırım fırtınası yaratacaksın.
وحين أعطيك الإشارة سيكون عليك خلق عاصفة رعدية فوقك

Sağ üstünüzde.
هل نملك مخرجاً؟ إنها فوقك مباشرة

Kahrolası nerede? Sanırım şuan üstte olan benim.
أين هي بحق الجحيم ؟ أعتقد أنني فوقك , الآن ؟

Yukarı çık. / Unuttun mu ben sadece yardımcıyım?
فوقك يَذْهبُ. فوقك يَذْهبُ. أنا مُجَرَّد المُساعدُ، تذكّرْ؟

Sen bu büyük beyaz yatakta uzanıyorsun, bende senin üstündeyim.
و هناك فراش أبيض كبير تنامين عليه و أنا أقف فوقك

Üst katınıza taşındım ve yine de bana yardımcı olmuyorsunuz.
لقد إنتقلت فوقك الآن وما زلت لا يمكنك مساعدتي

Sanki taşaklarını kafanın Üstünden sarkıtmış da ön koluna doğru sürüyor gibi.
وكأن مشعوذًا سيرفع منجله فوقك وينزل به قاطعًا ذراعك.

Okyanusun bu kadar derinlerinde olmak üzerinize 50 jumbo jetin yığılmış olmasına benzer.
التواجد بهذا العمق في المحيط شبيه بوضع 50 طائرة جامبو مُكدسة فوقك

Bay Dent, bu buldozerin üstünüzden geçmesi halinde buldozerin ne kadar zarar göreceğine dair bir fikriniz var mı?
سيد دينت, هل تعرف ما مدى الضرر الذى سيحدث لتلك الجرافة إن تركتها تمر من فوقك ؟