Cebinde bozuk para gibi taşıdığın politikacılara ihtiyacım var. | Open Subtitles | أحتاج أولئك السياسيين الذين تضعهم فى جيبك كالقطع النقدية الصغيرة |
Siktir git, John! , Cebinde bununla mı dolaşıyorsun? | Open Subtitles | اللعنة ياجون , انك تتجول بكل هذا المال فى جيبك ؟ |
Sol Cebinde, onun kokusunu taşıyan bir kurdele var. | Open Subtitles | أنت تحمل فى جيبك الأيمن. شريط أحمر عليه عطرها. |
Hayır, ancak Cebindeki kayıt cihazını kapatabilirsin. | Open Subtitles | لا , لكن يمكنك ايقاف جهاز التسجيل فى جيبك |
Ama senin deminden beri Cebindeki şeyin fark edilileceği korkusuyla kıvrandığını söyleyebilirim. | Open Subtitles | لو لم يكن هذا يبدو وكأنك تحمل "الخوف من الإكتشاف" فى جيبك. -ماذا؟ |
Elini Cebine sok, sanki silah varmış gibi. Endişe etme. | Open Subtitles | ضع يدك فى جيبك و كأن معك مسدس ستكون بخير |
Afganistan'da okuma yazma biliyorsanız genellikle Cebinizde bir kalem bulundurursunuz. | TED | عندما يكون بمقدورك القراءة والكتابة فى أفغانستان، فأنك سوف تضع قلما فى جيبك. |
Cebinde tavşan ayağı mı var, evlat? | Open Subtitles | فماذا حدث ؟ هل كنت تخفى حذاء ارنب فى جيبك ؟ |
Cebinde bir silahla ne yapıyordun? | Open Subtitles | ما كنت تفعل بالمسدس الذى فى جيبك ؟ |
Evet, ama Cebinde ne arıyorlar? | Open Subtitles | ولكن ما الذى نفعله هذه القطع فى جيبك ؟ |
Bu da senin için haftada Cebinde temizinden 15,000 dolar demek, dostum. | Open Subtitles | نصيبك 15 الف اسبوعيا فى جيبك.ربح مضمون |
Cebinde biftek filan mı saklıyorsun? | Open Subtitles | هل تخبىء عصا سحرية فى جيبك أم ماذا؟ |
ve Cebinde para olacak. | Open Subtitles | تدخل يدك فى جيبك, وتظهر الملاحظات |
Cebinde bir roket var | Open Subtitles | لديك صاروخ فى جيبك |
Zorla giriş, kılık değiştirme, Cebindeki mücevherler ev sahibi uyanmış, hırsızla boğuşmuş ve silah boğuşma sırasında ateş almış ve sonra bitirici, ölümcül atış. | Open Subtitles | الأقتحام , التنكر المجوهرات فى جيبك أستيقظ صاحب المنزل ... وتشاجر مع اللص وأطلقت النار أثناء الصراع وبعدها |
Sol arka Cebindeki açık mavi mendil ağzına vermek istediğini belirtir sağ cebindekiyse ağzına almak istediğini gösterir. | Open Subtitles | الأزرق الفاتح فى جيبك الخلفى الأيسر يعنى أنك تريد أن تأخد "السيجار" الجيب الأيمن يعنى أنك المعطى |
Cebindeki nane sakızı gibi. | Open Subtitles | مثل اللبان بنكهه النعناع فى جيبك |
Panpa, o Cebindeki ne? | Open Subtitles | ما هذا الشئ فى جيبك يا رجل ؟ |
Cebindeki ne dostum? | Open Subtitles | ما الذى فى جيبك يا رجل ؟ |
Fazladan aldığın kuru gıdaları sırt çantana ya da Cebine koyabilirsin. | Open Subtitles | السلع الجافة الفائضة رائعة جدا فى حقيبة الظهر أو فى جيبك |
Cebinizde kırmızı mürekkep olması rastlantı değildi. | Open Subtitles | لم يكن بالصدفة ان يكون معك الحبر فى جيبك |