Ay ışığında süzülüp yatağıma yanaşan o korkunç beyaz figür de nesi? | Open Subtitles | ماهذا الشكل الابيض المريع الذى يسبح فى ضوء القمر؟ ومرسوم بجانب سريرى؟ |
Gün ışığında görülebilecek kadar parlak olabilmesi için bu jeneratörler bir milyon kilovat elektrik üretebilir. | TED | يمكنها أن تنتج حوالى مليون كيلو وات، من أجل أن تكون مشرقة بما فيه الكفاية لتكون مرئية فى ضوء النهار. |
Hazır olduğum zaman çıkacağım. Asla gün ışığında olmaz. | Open Subtitles | سأخرج عندما أكون مستعدة و ليس أبدا فى ضوء الشمس |
Tom, bu iş gün ışığında yapılacaksa, çok çabuk yapılması gerek. | Open Subtitles | توم اذا سنفعلها فى ضوء النهار يجب ان تكون سريعا |
Neden kurallarıma karşı gelip Gündüz geldin? | Open Subtitles | لماذا لا تطيع أوامرى الصارمة وتجئ فى ضوء الشمس ؟ |
- Bak -- - Hayır, dinle : Bugünkü gelişmelerin ışığında planlarımı yeniden gözden geçirdim. | Open Subtitles | أنا سأقوم بإعادة ضبط جدولى فى ضوء نكسة اليوم |
Bugünkü gelişmelerin ışığında planlarımı yeniden gözden geçirdim. | Open Subtitles | أنا سأقوم بإعادة ضبط جدولى فى ضوء نكسة اليوم |
Güneş ışığında oturuyorsun, değişmemiş olmalısın. | Open Subtitles | أنتَ فى ضوء الشمس يبدوا أنكِ لن تتحولى بعد |
O zaman biz de kestirme olmayan yoldan gitmeliyiz. Gün ışığında ve yer altından olmayan. | Open Subtitles | لا، لا، لا، سنأخذ الطريق الغير المباشرة فى ضوء النهار وليس الأنفاق |
Son saatlerin ışığında, bunu tutarsız bulurdum. | Open Subtitles | فى ضوء هذة الساعات الماضية أنا أجد أن هذا متناقض |
Efendim, bu bilgiler ışığında, Mackey'in timine harekat emri vermek için, kararınızı tekrar gözden geçirmeliyiz. | Open Subtitles | فى ضوء هذا ياسيدى علينا ان نراجع قرارك بشأن لنعطى فريق ماكى الانطلاق |
Derler ki denizkızları ay ışığında ortaya çıkarmış. Tanıştığımız ilk andan itibaren aramızda bir şeyler olacağını biliyordum. | Open Subtitles | لقد سمعت أن الحوريات تظهر فى ضوء القمر من اللحظة التى التقينا فيها |
Sayın Yargıç, sabit diski kanıt olarak saymamanız ışığında savunma tarafı olarak bu duruşmanın sınırlarının belirlenmesini istiyoruz. | Open Subtitles | جلالتك , فى ضوء حكمك باستبعاد القرص الدفاع يطالب بتحديد مجال جلسة الاستماع. |
Bunu söylediğim için üzgünüm devam eden soruşturmanın bilgileri ışığında hukuk departmanı sezonun geri kalanı boyunca bizi kapatmayı kararlaştırdı. | Open Subtitles | انا اسفة لأخبارى لكم بذلك فى ضوء التحقيق الجارى الجهة القانونية قررت ايقافنا |
- Ay ışığında burası çok güzel. | Open Subtitles | أتعلمين أن الجو لطيف هنا بالخارج فى ضوء القمر |
Seni göreceğim, ay ışığında parlak görünen güzel ve soluk yüzünü göreceğim. | Open Subtitles | ايتها الوجه الجميل يا من تبدين مشعة فى ضوء القمر |
Bütün bu kanıtların ışığında ve adalet adına bundan başka bir seçeneği düşüneceğiniz ihtimalini bile vermiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق ... انه فى ضوء كل هذه الأدلة ... وبأسم العدالة انكم سوف تفكرون فى اى بديل اخر |
Çünkü bu tür kanıtlar gerçeklerin ışığında var olamazlar. | Open Subtitles | لأن هذا الدليل غير موجود فى ضوء الحقيقة |
Güneş ışığında parlamaya başladı. | Open Subtitles | فوق فى ضوء الشمس ، يبدأ باللمعان |
Gelmezsen Gündüz vakti eve gitmek zorunda kalacaksın. | Open Subtitles | الا لو كنت تفضل الذهاب فى ضوء النهار الى بيتك |
Onu Gündüz bara giderken görebilirdin altın vücut, şey gibi hayat daha güzel olamazdı ve olmadı. | Open Subtitles | تريد أن تراها وهى خلف البار فى ضوء الشمس ذلك الجسم الذهبى.. لا يمكن أن ترى بالحياة أجمل من ذلك |