Willy'nin ofisinde duruyor. Bir kere orada görmüştüm. | Open Subtitles | إنه هُناك فى مكتب ويلى . لقد رأيته هُناك ذات مرة |
Bilançolar ve faturalar büro amirinin ofisinde. | Open Subtitles | وجميع أوراق المواعيد والفواتير مغلق عليها فى مكتب مدير المكتب أنا لا أعرف حقا هل من المفترض أن أفعل هذا لك |
Öğle yemeğine Kate'in ofisinde küçük bedenli, beyaz bir gömleğe ihtiyacım var. | Open Subtitles | أحتاج لبلوزة بيضاء مقاس صغير فى مكتب كيت عند أستراحة الغذاء |
Ve ne yaparsan yap, nasıl yaparsan yap çocuğunun hayatını nasıl düşlersen düşle, nasıl bir anne olacağını düşünürsen düşün 29 sene sonra bir psikiyatristin odasında sen ne kadar çabalasan da seni, yaptığını veya söylediğini hatırlamadığın bir şeyle suçlarlar. | Open Subtitles | ماتفعلينه , او كيف تفعلينه مهما تخيلتى حياة ابنك او اى من الامهات تتمنين ان تكونى بعد 29 سنة فى مكتب سخيف |
Babasının çalışma masasında neden teleskop saklıydı? | Open Subtitles | لماذا كانت عدسة التجسس تلك مختبأة فى مكتب أبية؟ |
Londra'da bir ofiste yönetim danışmanı olarak çalışıyordum. | TED | لقد كنت أعمل فى مكتب فى لندن كمستشارة إدارية |
Şerifin ofisindeki bir kaç arkadaşıma telefon edip haber bıraktım. | Open Subtitles | لقد وضعت رقمين هنا لبعض أصدقائى فى مكتب الشريف العام |
- Savcının ofisindekileri tanıyor. Tüm bu işi çözebilir. | Open Subtitles | . هو يعرف أشخاص فى مكتب المدعى العام . يمكنه ان يصلح هذا |
Kumanda, Geçit Terminali'ndeki gümrük ofisinde bulunan bir çantada. | Open Subtitles | إنه فى حقيبة فى مكتب الجوازات فى مطار بوابة النجوم |
İsviçre Patent ofisinde çalışan bir memur, bu durumu kökten değiştirecekti. | Open Subtitles | كاتب مغمور فى مكتب براءة الإختراع السويسرية غيّر كل ذلك |
Dan mezun olacağım, notlarımı yüksek tutacağım ve başsavcının ofisinde çalışacağım. | Open Subtitles | دان ، سوف أتخرج وأعمل فى " مكتب " المدعى العام |
Harley'nin ofisinde asılı duran Norman Rockwell tabloları. | Open Subtitles | اللوحات لنورمان روكويل التى كانت معلقه فى مكتب هارلى ؟ |
Ben Wall Street ofisinde beyaz bir avukatım sense Porto Rikolu bir uyuşturucu satıcısı. | Open Subtitles | أننى محامى أبيض فى مكتب الوول ستريت وأنت تاجر مخدرات من بويرتو ريكان |
Eğer orada bir şey olduysa dekanın ofisinde kayıtları vardır, değil mi? | Open Subtitles | وإذا كان قد حدث شئ هُناك فستكون هُناك ملفات فى مكتب العميدة ؟ أليس كذلك ؟ |
Evet. Bunu Strangways'in ofisinde buldum. | Open Subtitles | نعم , صادفت هذا فى مكتب سترينجواى |
ofisinde bir kadın verdi. | Open Subtitles | امرأة فى مكتب السيد شاين اعطته لي |
Bugün Dr Gruber'in ofisinde parti olacağa benziyor. | Open Subtitles | سيكون هناك رقص فى مكتب د.جروبر اليوم |
- Onunla genetik uzmanının odasında karşılaştığımız ilk gün öylece oturup, yüzümüze baka baka yalan söyledi. | Open Subtitles | ريجينا) عرفت) - اول يوم قابلناها فيه - فى مكتب مستشار علم الوراثة جلست هناك، نظرت الينا فى وجهنا و كذبت |
- Seni Dr. Garner'ın odasında istiyorum! | Open Subtitles | - أريدك فى مكتب دكتوره جارنر |
Monty'nin dürbünü. Aynısından babamın masasında gördüm. | Open Subtitles | عدسة تجسس مونتى ,لقد رأيت مثلها تماماً فى مكتب بابا |
Ya eğer sana 50 yıl boyunca haftada 50 saat bir ofiste... hayatının sonuna kadar çalışmanı söyleseler? | Open Subtitles | ماذا اذا أخبرتك ان مجنون كان يعمل 50 ساعة ..فى الاسبوع فى مكتب لـ50 سنة وفى النهاية يخبروك انهم استغنوا عنك؟ |
Eminim yüzme takımının ofisindeki bilgisayardadır. | Open Subtitles | أراهنك على أنها تستخدم حاسوب فى مكتب فريق السباحة |
Ruhsat ofisindekileri. Sendikanın adamlarını. | Open Subtitles | . الرجل فى مكتب التراخيص, رجال الأتحاد |