Yani mesele sanaldan ibaret değil, elle tutulur bir şeyler sunuyor, sanal olmaktan çıkıp fiziksel olarak kendini gösteriyor. | TED | لذا بجانب الخروج فيزيائياً بهذه الفكرة مجدداً على أنها ليس فقط إفتراضية، في الواقع تنتج من الأشياء. |
Ben sizi bilmem ama ben ara sıra başımızdaki görevlilere fiziksel olarak saldırma dürtüsü hissediyorum. | Open Subtitles | لا اعرف ماذا عنكم , و لكن أنا أحياناً أمتلك دافعاً لأعتدي فيزيائياً على بعض الحراس |
Onunla ilgilendiğimi anlatmaya çalıştım bilirsin, fiziksel olarak. | Open Subtitles | لقد حاولت أن أُعلمه أنني مهتمة به كما تعرف , فيزيائياً |
Fizik okusam da henüz kuramsal fizikçi sayılmam. (Psikiyatri doktoru) | Open Subtitles | عليّ أن أوضح , بأنني طالب متخرج في الفيزياء و أنا لست فيزيائياً نظرياً مكتملاً |
Charlie, ben fizikçi değilim, ve nükleer pislik üzerinde açıkça uzman da değilim. | Open Subtitles | . لست فيزيائياً يا شارلي . وحتماً فإنني لست خبير محتويات نووية |
Lanet olsun, dostum. Ben bir doktorum, fizikçi değil. Gerçekten onların gelecekten olduğunu mu öne sürüyorsun? | Open Subtitles | اللعنة يا رجل ، أنا طبيب ولستُ فيزيائياً هل تقترح حقاً أنهم قادمون من المستقبل؟ |
Gözleri fiziksel olarak iyi. Sorun beyninde bitiyor. | Open Subtitles | عيناه بخير فيزيائياً المشكلة معزولة بمخه |
Gerçekten, fiziksel olarak kan dolaşımının içinde olduğunuzu kalbinin içinde olduğunuzu söyleseydi. | Open Subtitles | و أنّك حقيقةً , فيزيائياً داخلدمه. داخل قلبه بين الغُرف و الصمّامات و ما إلى هنالك |
Vücudunu fiziksel olarak kontrol edebilirlerse, zihnini de ele geçirip bu gücün nasıl ortaya çıktığını bulabileceklerine inandılar. | Open Subtitles | كانوا يعتقدون إن سيطروة على جسدها فيزيائياً وعقلها فكرياً سوف يستطيعون تحديد ماهية قدرتها |
fiziksel olarak bırakmaları mümkün olmayacak. | Open Subtitles | سوف يكونون فيزيائياً غير قادرين على الإفلات |
fiziksel olarak laboratuvarda geliştiremediklerinde günümüzde, devasa molekülleri simüle etmek için güçlü bilgisayarları var. | TED | و عندما لا يستطيعون بناءها فيزيائياً في المختبر، فهم في الوقت الحاضر لديهم أجهزة كمبيوتر فعالة جداً و التي باستطاعتها محاكاة جزيء ضخم. |
Tamam. O halde fiziksel olarak aynılar. | TED | حسناً فيزيائياً هم متشابهون تماماً |
Bu fiziksel olarak imkansız. | Open Subtitles | إن هذا ، ليس محتملاً فيزيائياً |
fiziksel olarak orada olmasa da irade gücüyle onu hayatına soktu. | Open Subtitles | بالرغم من عدم قدرتها على الوجود هناك فيزيائياً... جلبها إلى حياته بقوة إرادته... |
Yok olmak derken, fiziksel olarak kaybolmaktan bahsetmiyorum. | Open Subtitles | عندما أتكلم عن :" نحن نختفي" لا أعني بأننا نختفي فيزيائياً |
Veya öyleydi. Kariyer değiştirdi ve fizikçi oldu. | Open Subtitles | أو كانت لديه , لقد بدل العمل . ليصبح عالماً فيزيائياً |
Ben bir doktorum lan. Nükleer fizikçi değil. | Open Subtitles | أنا دكتور، اللعنة، ولست فيزيائياً نووياً |
Çok iyi bir fizikçi olduğu zamanları bilirim. | Open Subtitles | لقد كان في ما مضى فيزيائياً رائعاً |
Artık fizikçi olmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أرغب... أن أكون فيزيائياً بعد الآن |