| Ne zaman istersen gel. Gelemezsen ben senin yerine bakarım. | Open Subtitles | . تعالى فى الليالى التى يمكنك فيها ذلك . سنكون بخير |
| Ne zaman istersen gel. Gelemezsen ben senin yerine bakarım. | Open Subtitles | . تعالى فى الليالى التى يمكنك فيها ذلك . سنكون بخير |
| bunu ne zaman görsem, o sinemada hemen yanımda horladığını hatırlıyorum. | Open Subtitles | في كل مرة ارى فيها ذلك ، كنت أفكر الشخير المجاور لي الحق في ذلك المسرح. |
| bunu duyduğum her sefer bir kuruş biriktirseydim. | Open Subtitles | ليتني نلت خمسة سنتات بكل مرة سمعت فيها ذلك |
| bunu unuttuğun dakikada tecride geri dönersin. | Open Subtitles | و في اللحظَة التي تنسى فيها ذلك ستعود إلى الانفرادي |
| Böylesi bir deneyimi ilk kez yaklaşık 10 yıl önce engebeli, vahşi Güney Afrika kıyılarında yaşadım. | TED | أول مرّة اختبرت فيها ذلك الارتفاع كانت حوالي قبل 10 سنوات، قبالة سواحل جنوب إفريقيا الوعرة والبرية. |
| Maya, en son ne zaman birbirimize yakın olduk, hatırlıyor musun? | Open Subtitles | مايا .. هل تتذكرين أخر مرة فعلنا فيها ذلك ؟ |
| bunu yaptığım zaman, kendimi yerde yatar buldum. | Open Subtitles | المرة الوحيدة التي فعلت فيها ذلك, سقطت أرضا |
| En son ne zaman gittiğinizi hatırlamadığını söyledi. | Open Subtitles | قالت بأنّها عجزت عن تذكّر آخر مرّة فعلتَ فيها ذلك |
| Aklımız ne zaman başımıza gelecek? Pirinç koşusu. | Open Subtitles | كم عدد المرات التى يجب أن يحدث فيها ذلك ؟ |
| Harika. Tuvalete gittiğim zaman mesaj atarım. | Open Subtitles | رائع، في المرة القادمة التي يمكنني فيها ذلك سأراسلها |
| Ve istediğin her zaman seninle gidip flamenko falan yapmak istediğimi. | Open Subtitles | ومثلاً، تمنيت لو كنّا ذهبنا لرقص الفلامنكو معاً، في كل مرة طلبتِ فيها ذلك |
| Fakat birdahakine o piç kişisel hizmet istediği zaman en azından sen de onu biraz sikmiş olacaksın. | Open Subtitles | ولكن في المرة القادمة التي يطلب فيها ذلك الوغد خدمات شخصية فستعلمين على الأقل أنّك قمت بتدميره قليلاً، أيضاً |
| Ayrıca ne zaman bunu söylesem konuyu saptırmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | وتحاول كل مرة صرف الانتباه اقول فيها ذلك |
| bunu yaptığın zaman konumunu belli etmiş olursun. Tarafını seçersin. | Open Subtitles | وفي اللحظة التي تفعلين فيها ذلك تعلنين موقفاً أو وجهة نظر |
| bunu denedim son kez, l hayatını bağışladı. | Open Subtitles | المرة الأخيرة التي حاولت فيها ذلك إدخرت حياتك |
| bunu her duyduğumda kenara para koysaydım zengin olurdum. | Open Subtitles | ليت كان لديّ عشر سنتات لكل مرة أسمع فيها ذلك |
| Nedense bana bunu senden ilk kez duymuyormuşum gibi gelmiyor. | Open Subtitles | اذا كيف ان هذه اول مرة لا اسمعك تقول فيها ذلك ؟ |
| İlk defa böyle bir şey olmuyor, değil mi? | Open Subtitles | هذه ليست أوّل مرة يحدث فيها ذلك ، أليس كذلك ؟ |
| Bu senin için ilk değil, | Open Subtitles | هذه لم تكن المرة الأولى التي تفعل فيها ذلك. |