| Icarus büyük bir gemi. Tek grup olarak düzgün bir arama yapamayız. | Open Subtitles | أكريوس 1 سفينة كبيرة لا يمكننا البحث فيها في مجموعة واحدة بفعالية |
| 1982'den beri bir katil yakalama durumunda... kaç iz sürücü mevcut bulundu? | Open Subtitles | كم عدد المرات التي كنت فيها في هذه الحاله منذ 1982 ؟ |
| Onu da bir çukura atın, kimsenin bulamayacağından emin olun. | Open Subtitles | جِد حفرة لرميها فيها. في مكان لن يُعثر فيه عليها. |
| Meğer ikinci el dükkânlarında ayıkladığım kıyafetler her yıl elden çıkardıklarımızın sadece küçük bir kısmını oluşturuyormuş. | TED | اتضح أن الملابس التي كنت أفتش فيها في تلك المتاجر لا تمثل سوى جزء صغير من إجمالي الملابس التي نتخلص منها كل عام. |
| En son ne zaman yola çıkmıştın, 1960 mıydı? | Open Subtitles | متى كانت آخر مرة خرجت فيها في جولة؟ سنة 1960؟ |
| Bu bir şekilde oluyor, özellikle bir gecede 14 hasta gördüğün bir hastanede çalışıyorsan. | TED | الان يتطلب بعض العمل, بالاخص عندما تعمل بمستشفى ترى فيها في الليلة الواحدة 14 شخصاً. |
| Bunun ardından Brendan, adamlarını koruyamadığını anladı; Afganistan'dayken yalnız bir kere ağlamıştı, bunun farkına vardığında. | TED | أدرك بريندان بعدها أنه لم يستطع حماية رجاله، وقد كانت تلك هي المرة الوحيدة التي بكى فيها في أفغانستان، عندما أدرك ذلك. |
| Dalgalar geçtikçe, uzayı ve içindeki her şeyi bir yönde genişletiyor ve diğer yönde sıkıştırıyor. | TED | بمجرد مرور الموجة تمد المكان و كل شيء فيها في اتجاه واحد و تضغظها في الإتجاه الأخر |
| Rengi hem bir iletişim aracı olarak hem de toplumda tanımlandığım kaçınılmaz bir şekil olarak daha iyi anlamak için her şeyimi verirdim. | TED | كنت سأقدّم أي شيءٍ لأفهم اللون بطريقة أفضل كوسيط وكطريقة محتومة أُعرَف فيها في المجتمع. |
| Hiç unutmam, Bering Denizi'nde bir yengeç gemisinde hala üzerinde çalıştığın "Deadliest Catch"in elemanlarıyla birlikteydim ilk sezon. | TED | ولن أنسى، في بحر بيرنغ، على متن قارب السلطعون مع لاعبين دموية الصيد، والتي أنا أعمل فيها في الموسم الأول. |
| Ne zaman bir festivale ya da seminere gitsem, o da orada olurdu. | Open Subtitles | في كل مرة كنت أظهر فيها في مهرجان للأفلام أو في حلقة دراسية,كان يتواجد هناك |
| Paris'e gittiğinizde patronuma söylememeye söz verirseniz size maliyet fiyatına bir numune veririm. | Open Subtitles | اذا وعدتني أنك لن تخبري رئيسي في المرة القادمة التي تكونين فيها في باريس سأسمح لك بالحصول على العينة بسعر التكلفة |
| Şu bilet bir filmde işe yaradı. | Open Subtitles | إمنحني إستراحة، إنها المرة الأولى التي أكون فيها في عالم حقيقي |
| Bu celbe herhangi bir mahkemede itiraz edilemez. | Open Subtitles | هذه الأستدعائات لا يمكن الطعن فيها في اي محكمه قانونيه |
| Ama bir daha böyle bir duruma düşersen ne yapacağını bilemiyorsan kendine şu soruyu sor. | Open Subtitles | ولكِن في المرة القادمة التي تقعينَ فيها في مأزقٍ ما, ولا تعرفينَ ماذا يجِب أن تفعلي |
| Tuhaf olan, yanlış tarafında olduğunuz bir savaşın adını geminize vermeniz. | Open Subtitles | من الغريب أن تسميها على إسم معركة كنت فيها في الجانب الخاطئ |
| bir daha içinden gösteriş yapmak gelirse, vazgeç. | Open Subtitles | و المرة القادمة التي ترغب فيها في التباهي، فلتسيطر علي نفسك |
| Tek bildiğim bunun geçen seferki kilerde uyanışım ile bir şekilde bağlantılı olduğuydu. | Open Subtitles | كل ما اعرفه هو ان الامر كان مرتبط بما حدث في مسبقا في الليلة التي استيقظت فيها في القبو |
| bir gün yaşadığın köyü kendi gözlerimle... görmek istiyorum. | Open Subtitles | اريد رؤية القرية التي تعيش فيها ..في يومما. بعيوني |
| Söyle bakalım, yüzümü en son ne zaman boktan halde gördün? | Open Subtitles | متى كانت آخر مرة رأيتني فيها في حالة سكر؟ |