"في أقل من ساعة" - Translation from Arabic to Turkish

• bir saate kadar
• Bir saatten az bir sürede
• bir saate kalmaz
• bir saatten daha az
• bir saatten az sürede
• bir saatten daha kısa bir sürede
• saatten önce
• saate kalmadan
• saatten kısa bir
• saatten daha az sürede
• bir saatten az bir süre içinde
• saatten daha kısa bir sürede hem

O zaman acele etsek iyi olur çünkü akşam yemeği partisi bir saate kadar başlayacak; orada olmazsak adamlar bizi aramaya başlar.
هذا لا يعني أنه لا يوجد نظام أمني. إذا فلنعجل ، لأن حفلة العشاء ستبدأ في أقل من ساعة ، إن لم نتواجد هناك،

Bir saatten az bir sürede bu kadar büyüdü.
سأقول بأنه كبر إلى هذا الحجم في أقل من ساعة

- Baba, yapma! Bana telefon gelirse, bir saate kalmaz banyodan çıkarım.
قم بالرد على الهاتف، وإذا كانت المكالمة لي فأنا سأخرج من الحمام في أقل من ساعة بالطبع

Yani bu gün saat 9.41'de. bir saatten daha az bir zaman içinde!
هذا اليوم الساعة9.41 في أقل من ساعة

bir saatten az sürede, senden hiçbir şey almayacağım.
،حسناً، في أقل من ساعة لن أكون بحاجة لأي واحد منكم

Bu ikili toplumsal cinsiyet sisteminin dışında olmak Cheerios yemek gibi günlük şeyler yaparken bir saatten daha kısa bir sürede hem "hanımefendi" hem de "beyefendi" olarak çağrılmam demek.
ومعنى أن أكون خارج تلك التعريفات أن يطلق علي "سيدي" و"سيدتي" في أقل من ساعة حين أذهب لفعل أشياء روتينية كإحضار الـ(تشيروز).

Nicholas, bir saatten önce bu bölümün öğrenilmesini istiyorum.
نيكولاس ، أريد أن تسمّع الدرس في أقل من ساعة

Bir saate kalmadan doğu yakasında yemek saati gelecek.
سيحل وقت العشاء في الساحل الشرقي في أقل من ساعة

Güzel, bir saatten kısa bir süre sonra fırlatma bölgesine geleceğiz.
جيد. سنكون في موقع الإطلاق في أقل من ساعة.

Harper antenin saptırmasını bir saatten daha az sürede halledeceğini söyledi.
هاربر يقول الرام مغرفة صرف ... في أقل من ساعة.

Aracımız dünyayı bir saatten az bir süre içinde dolaşmalı.
لدينا طائرة نسافر بها حول العالم في أقل من ساعة

Misafirlerimiz bir saate kadar burada olurlar.
سيكون الضيوف هنا في أقل من ساعة

Théo bir saate kadar burada olacak.
سيكون ثيو هنا في أقل من ساعة.

Bir saatten az bir sürede onu ben bu kadar çıldırtabiliyorsam, basın karşısında ne yapacak?
إذا كان بوسعي أن أستفزه في أقل من ساعة كم بظنك سيَصمد تحت ضغط الصحافة؟

Tonlarca sardalya Bir saatten az bir sürede tükeniyor.
اطنان من اسماك السردين تلتهم في أقل من ساعة.

Bana telefon gelirse, bir saate kalmaz banyodan çıkarım.
قم بالرد على الهاتف، وإذا كانت المكالمة لي فأنا سأخرج من الحمام في أقل من ساعة بالطبع

Yani, bir saatten az sürede buralı bir kızı kapıyor bizim gözetimimizdeyken kızı ayartıp sonra da onu görünmez yapıyor.
أعني، في أقل من ساعة التقط فتاة محلية، يغويها في حضورنا، ثم يجعلها تختفي.