"في الأدغال" - Translation from Arabic to Turkish

    • ormanda
        
    • Ormana
        
    • Ormandaki
        
    • orman
        
    ormanda büyük işler olduğunda tek bir isim akla gelir dostumuz, ayı... Open Subtitles وعندما يموت العظماء سيبقون خالدون في الأدغال وسيكون هناك من يذكر الأخرين
    ormanda hoşça vakit geçirmekle evlenmek arasında büyük bir fark vardır. Open Subtitles هناك إختلاف كبير بين الشخص الصالح للزواجِ والعلاقة المؤقّتة في الأدغال
    "ormanda hoşça vakit geçirmek mi?" "ormanda hoşça vakit geçirmek." Open Subtitles أي علاقة مؤقّتة في الأدغال؟ أي علاقة مؤقّتة في الأدغال
    Ormana girdiğimde 17 yaşındaydım çıktığımda 21. Open Subtitles عندما مشيت في الأدغال كنت في السابعة عشرة من عمري و عندما خرجت منها كنت في الحادية و العشرين
    Bir keresinde Ormandaki bir hapishanede geçen bir film izlemiştim. Open Subtitles رأيت فيلماً ذات مرة تقع أحداثه في سجن في الأدغال
    ormanda, yalnız bir grup adam bana biraz eşcinsel geliyor. Open Subtitles كلا، خروج مجموعة رجال وحدهم في الأدغال يبدو به شذوذ.
    Günden güne, ormanda nasıl yaşam sürülebileceği, kendini adamış anneden oğluna aktarılır. Open Subtitles يوماً بعد يوم سيتطلب الأمر أماً ملتزمة لتعليمه كيف يعيش في الأدغال
    İnan bana, ormanda sarayda olduğundan çok daha güvendeydim. Open Subtitles صدقيني ، كنتُ أكثر أماناً في الأدغال من وجودي داخل القصر
    Oğlumuzun ormanda kayıp ve tek başına olmasını ister misin? Open Subtitles كيف يبدو لك أننا أضعنا الولد وهو وحيد في الأدغال ؟
    Bunlar ormanda kaldıkları için paraları çok. Open Subtitles هؤلاء الرجال حصلوا على الخبز منذ ان كانوا في الأدغال
    ormanda bununla mı uğraşıyordun.Akıllı kız. Open Subtitles أهذا ما كُنْتَ تَفعلُينه في الأدغال. بنت ذكية نعم.
    Bu filmde ya ormanda mutlu şekilde dolaşan şempanzeler ya da kanlı bir kalp ameliyatı var. Open Subtitles على شريط الفيديو هذا صور إما ان تكون لحيوانات شمبانزي سعيدة ترقص فرحاً في الأدغال أو تكون لعملية زرع قلب مليئة بالدماء
    Evimiz, ormanda yaşayan herkesin üssü gibiydi. Open Subtitles كان بيتنا مثل قاعدة لكل شخصٍ كان يسكن في الأدغال
    Bütün hayatını ormanda geçiren... ve sadece tek bir dil konuşabilen. Eğer ona konuşma denilebilirse. Open Subtitles الذي عاش في الأدغال و لا يتكلم إلا ببربرية ، إن كنت تستطيع تسميته كلاما.
    Evet. Onu ormanda buldum. Open Subtitles نعم عثرت عليه في الأدغال في الحقيقة هو عثر علي
    ormanda olup bitenler insanları daha da endişelendirecek. Open Subtitles بما يكفي لجعل الناس لا يهتمّون بما يحدث هنا في الأدغال
    Bütün büyük devletler yıkıldıktan sonra... sadece ormanda hayatta kalan kabileler kalır mı mesela? Open Subtitles وبعد تدمير كل الأمم ستبقى فقط بعض القبائل في الأدغال تنمو وتحيا ؟
    Bu yüzden ormanda yaşıyorum medeniyetten uzakta. Open Subtitles ولهذا أجلس أنا هنا في الأدغال بعيداً عن المدنيه
    Bunlar oluyor. Ormana düşmek gibi. O bir kaza değildi. Open Subtitles أشياء تحث، مثل الموت في الأدغال لا يكون في ذلك حادث
    Lyle, Ormana yalnız gidemeyiz kaybolabiliriz Open Subtitles لايل, لايمكننا التوغل بمفردنا في الأدغال, فقد نتوه
    Bana direnç göstermen Ormandaki vahşilerden halkını çağırmalarını ümit etmen kadar saçma. Open Subtitles بالرغم أن مقاومتك لي منافيه لذلك مثل ما ينافي لك قرابتك لأولئك الهمج في الأدغال الذين تدعيهم قومك
    Hayatının üç yılını orman devriyesinde geçirmiş biriyle uğraşmak hiç akıl kârı değildir. Open Subtitles من الغباء أن تعبثوا مع رجل قضى 3 سنوات في دورية في الأدغال

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more