Böylece gerçek hayatta bi sürü sıfırsız toplam oyunları vardır. | TED | كما أنه هناك الكثير من الألعاب اللاصفرية في الحياة الحقيقية. |
Jonas, gerçek hayatta kibar ve kadınlara karşı utangaç bir adamdı. | Open Subtitles | جوناس, الذي كان شخصاً مُميّزاً وخجول مع النساء في الحياة الحقيقية |
Çıkarım yapmak ve sonuca varmak zorunda bırakılırız, çünkü gerçek hayatta yaptığımız şey bu. | TED | نحن مجبرون على الاستنتاج وعلى الاقتطاع، لأن ذلك ما نفعله في الحياة الحقيقية. |
Ve gerçek hayatta, bir çok sıfırsız toplam oyunu vardır | TED | في الحياة الحقيقية هناك الكثير من الآلعاب اللاصفرية |
Bizim gerçek hayatta kolayca rastlayabildiğimiz bir şey değil, bu parmak uçlarımızdaki binlerce katılımcı hissi verir. | TED | وهو أمر لا نجده في الحياة الحقيقية بسهولة الشعور بأن على أطراف أصابعنا يوجد العديد من المتعاونين. |
gerçek hayatta bu geri bildirimi almam. | TED | أنا لا أحصل على ذلك التقييم في الحياة الحقيقية. |
Ama gerçek hayatta güçIü olan, annemdi. | Open Subtitles | ولكن أمي هي التي كانت القوية في الحياة الحقيقية |
Rosie, sence Tad Hamilton gerçek hayatta da, ekrandaki gibi mi? | Open Subtitles | روزي هل في الحياة الحقيقية تاد هاملتن هو الرجل الذين سيكون على الشاشة؟ |
Bebekler gerçek hayatta işlenen ve hala çözülemeyen cinayet mahallerinde de bulundular. | Open Subtitles | دميتان تتحولان الى قتلة ضحايا الدميتان التي وجدت في الحياة الحقيقية لم تحل الى الأن |
Eğer rüyanda ölürsen, gerçek hayatta da ölürsün. | Open Subtitles | إذا متّ في حلم فستموت في الحياة الحقيقية |
Şişko, bodur kocalar ve gerçek hayatta onlarla asla evlenmeyecek olan seksi karılarının hikâyeleri. | Open Subtitles | المتعلق بالرجال البدينين مع زوجاتهم الجميلات و المجنونات اللاتي من المستحيل أن يتزوجوهم في الحياة الحقيقية |
Bu tür şeylerle gerçek hayatta karşılaşmak okuldakine benzemez. | Open Subtitles | مواجهة هذه الحالات في الحياة الحقيقية ليست كما في المدرسة |
Şövalyeler gerçek hayatta ölmeye mahkûmdur. | Open Subtitles | في الحياة الحقيقية الفرسان، يموتون دائماً |
gerçek hayatta da olsa keşke. | Open Subtitles | أتمنى لو كان الحال كذلك في الحياة الحقيقية , حقاً أتمنى هذا |
Televizyonda ölü, gerçek hayatta canlı bir fahişe. | Open Subtitles | عاهرة ميتة على التلفاز, أخرى في الحياة الحقيقية. |
Mesela, gerçek hayatta yavaş konuşuyorsanız, karakteriniz de "ağzıma bir at çifte attı" diyebilir. | Open Subtitles | إذن لو كنت تتكلم ببطىء في الحياة الحقيقية فشخصيتك قادرة على ذلك فلنقل انك حصانا قد ركلك في رأسك |
Yani ikimiz de gerçek hayatta bulunduğumuz yer hakkında rüya görüyorduk. Roxie de öyle olmalı. | Open Subtitles | لذا كنا نحلم أنا و أنتِ نفس الحلم بشأن أين كنا في الحياة الحقيقية |
Çünkü gerçek hayatta insanların çoğu sıradandır. | Open Subtitles | لأنه في الحياة الحقيقية الوسطية هي أين يعيش أغلب الناس |
gerçek hayatta yapamıyorsan fantezi olmayan dünyada da yapamazsın. | Open Subtitles | إذا لم يمكن بمقدورك فعله في الحياة الحقيقية فليس بمقدورك أن تفعله هنا |
Ama eğer görüşürsek ve gerçek hayatta da birbirimizden etkilenirsek ilişkimiz hemen başlar. | Open Subtitles | ولكن ، كما تعلمون ،إذا التقينا بعضهم البعض والجاذبيةيوجد في الحياة الحقيقية ، سيكون من ، مثل ،حظية العلاقة. |