Aynı zamanda dört yaşında gibi güldüğünün de farkında değilsin. | Open Subtitles | وانتِ تجهلين ايضاً ان ضحكتك كأنها ضكحة طفل في الرابعة |
dört yaşında bir çocuk neredeyse her şey hakkında konuşabilir. | TED | بل يمكن لطفل في الرابعة من عمره أن يحدثك تقريباً عن كل شيء. |
On dört yaşında vaiz olarak çalışmaya başladı. | TED | والتحق وهو في الرابعة عشرة بالكنيسة وأصبح قسيساً بها. |
Baş belasını saat sabahın dördünde aradım. Evde bile değildi. | Open Subtitles | اتصلت بالأحمق في الرابعة صباحاً لم يكن موجوداً حتى. |
Ya da bir anne, Saat dörtte, aniden tuvaletin bir köşesinde bir yer bulmayı becerip çocuklarının eve sağ salim vardıklarını kontrol eder. | TED | أو الأم التي، في الرابعة بعد الظهر، ترتب فجأة للحصول على ناصية في الحمام للتأكد من سلامة أبناءها في البيت. |
Sabahın 4'ünde panik dolu bir mesaj yolladım. | Open Subtitles | لعلّني أرسلت له بريد إلكتروني مفزع في الرابعة صباحاً |
Psikoloji profesörü, dört yaşında birkaç çocuğu aldı ve onları yanlız başlarına bir odaya koydu. | TED | أخذ أستاذ علم النفس مجموعة من الأطفال في الرابعة من عمرهم ووضعهم وحدهم في غرفة |
Üç yaşlarında olmalı. Hayır, yanlış, dört yaşında. | Open Subtitles | سيكون عمره حوالي الثالثة لا، وإنما في الرابعة |
Penny altı yaşında ve Patsy dört yaşında. | Open Subtitles | بيني في السادسة من عمرها و باتسي في الرابعة |
Yemek yaptım. Eşyalarını yerden topladım. dört yaşında çocukmuşsun gibi kıyafetlerini seçtim. | Open Subtitles | أقصد أنني قد قمت بالطهي و جمعت أغراضك عن الأرض و رتبت ثيابك و كأنك طفل في الرابعة من عمره |
Çocuk dört yaşında. o yaşta herkes bunu yapabilir. | Open Subtitles | الفتى تقريباً في الرابعة من عمره، من المحتمل أنه لم يكن يدري ماذا كان يفعل |
Onkoloji rotasyonum sırasında, dört yaşında bir retinoblastoma hastası gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيتُ طفلةً في الرابعة من عمرها مصابةً بالسرطان الأرومي الشبكي |
Anne ve baban ayrı olduğunda dört ya da otuz dört yaşında olmak fark etmiyormuş. | Open Subtitles | أعتقد أنه لا يهم أن يكون الشخص .. في الرابعة أو الرابعة والثلاثين عندما ينفصل والده وأمه |
Hiç unutmam, sabahın dördünde uyanıp kahvaltımızı yaptıktan sonra, botlarımızı cilalar ve tatbikat yapmak için dışarı çıkardık. | Open Subtitles | أتذكر بأننا كنا ننهض في الرابعة صباحا و بعد الفطور . .. نقوم بتلميع احذيتنا و |
Bu sahneyi sabahın dördünde çekmiştik. Set ekibi daha kendine gelememişti. | Open Subtitles | لقد بدأنا التصوير في الرابعة صباحاً، والفريق كان كسول قليلاً |
Kalkarken ayak bileğimi incittim çünkü götün biri sabahın dördünde beni uyandırdı. | Open Subtitles | قمت بالنزول على كاحلي عندما نهضت من الفراش بسبب أبلهٌ ما أيقظني في الرابعة صباحاً |
Sana bugün öğleden sonraki uçak için bilet aldım. Saat dörtte kalkıyor. | Open Subtitles | كنت أحاول الحصول على تذكرة لك ستقلع بعد الظهر في الرابعة |
Sahilde bazen hava Saat dörtte aydınlanıyor. | Open Subtitles | أحياناً يسطُع نور الصباح في الرابعة فجراً على ساحل البحر.. |
Tek halka açık tören öğleden sonra Saat dörtte. | Open Subtitles | هناك فقط مراسم عامة واحدة بعد الظهر في الرابعة |
Sabahın 4'ünde bana omlet yapışını. | Open Subtitles | وكيف أعددت ذلك البيض الغربي في الرابعة صباحاً |
Sabahın 4'ünde yayınlanan programın hayranları kimlermiş acaba? | Open Subtitles | من هم المعجبين حقاً لعرض يتم بثه في الرابعة صباحاً؟ |
14 yaşında bir kız canlı canlı gömüldü ve oksijeni bitiyor. | Open Subtitles | مراهقة في الرابعة عشرة دفنت حية في صندوق وينفد منها الأوكسجين |
Benim hikayem aslında ben daha dört yaşındayken ailem doğduğum yer olan Georgia eyaletinin Savanah şehrinde yeni bir semte taşındığında başladı. | TED | بدأت قصتي حقيقة .. عندما كنت في الرابعة من عمري عندما انتقلت مع عائلتي الى حي جديد في مدينتي .. سافانها في جورجيا |