"في السوق" - Translation from Arabic to Turkish

    • borsada
        
    • alışveriş merkezinde
        
    • markette
        
    • pazarda
        
    • kara
        
    • Karaborsada
        
    • piyasa
        
    • piyasaya
        
    • piyasadaki
        
    • piyasada
        
    • Pazar yerinde
        
    • pazara
        
    • borsa
        
    • satışa
        
    • Pazardan
        
    Ama en yüksek parayı kazanmak için derin bir kara borsada satmalıyız. Open Subtitles و للحصول على أعلى سعر يتوجب علينا أن نبيعه في السوق السوداء
    Kusura bakma; ama burada çalışmak alışveriş merkezinde çalışmak gibi. Open Subtitles مع كامل احترامي ، الدراسة هنا مثل الدراسة في السوق
    Senin doğmanın tek sebebi annemin markette çekinin karşılıksız çıkmasıydı. Bu harika. Open Subtitles في الواقع، أنت وُلدت لأن أمي تهرّبت من دفع مال في السوق
    Bu sayede serbest bırakılabilir ya da temizlenip pazarda satılabilirlerdi. TED بهذه الطريقة يمكن تحرير الأسماك أو تنظيفها وبيعها في السوق.
    Tüm bunlar Ronnie'nin kara para işiyle ilgili öyle değil mi? Open Subtitles أنا أعرف .. كل ذلك بسبب صفقات روني في السوق السوداء،صحيح؟
    Anladığım kadarıyla bu adamlar Karaborsada mühimmat satmaya devam edecek. Open Subtitles أفترض أنّ هؤلاء الرجال سيُواصلون بيع الذخائر في السوق السوداء؟
    1944'te Brezilya'da doğdum. O zamanlar Brezilya henüz piyasa ekonomisi değildi. TED ولدت في عام 1944 في البرازيل في الأوقات التي لم تكن بها البرازيل بعد في السوق الاقتصادي.
    Güney Afrika piyasaya birkaç aslan kemiği çıkardı. TED والتي بدأت جنوب افريقيا تروج لها في السوق العالمي ..
    piyasadaki indirme hızı en fazla olan ağ modeli üzerinde çalışıyoruz. Open Subtitles نحن التغيير والتبديل وحدة الشبكات لجعل سرعة التحميل أسرع في السوق.
    Serbest piyasada satmak için zekice bir yol bulduğunu söylüyorlar. Open Subtitles الشائعات تقول أنه وجد طريقة ذكية لوضعها في السوق المفتوح
    Böyle nadir bulunan bir kan, kara borsada olabilir yani. Open Subtitles إذاً، دم بتلك الندرة يمكن أن يشغل في السوق السوداء
    Bu adam büyük ihtimalle seni kara borsada satmak istiyordur. Open Subtitles هذا الرجل، ربما يريد فقط أن يبيعك في السوق السوداء
    Ben de alışveriş merkezinde imza dağıtıyordum, Open Subtitles كنت في السوق أمضي تواقيع لمجموعة من الصغـار في السنـة السـادسة
    Dün alışveriş merkezinde birkaç teşhiste bulundum. Open Subtitles قمت ببعض التشخيصات في السوق التجاري البارحة
    Bu ikisini bir markette bir araya getirirseniz sanırım biraz tahıl gevreği satarız. Open Subtitles أنتجوا هذين الإثنين معاً في السوق و أعتقد أننا ماضون لبيع بعض الرقائق
    Kadavraları çalıp, bunları kara markette satan bir iş adamını arıyoruz. Open Subtitles نحنُ نبحث عن رجل اعمال يبيع اعضاء الجثث في السوق السوداء
    İnsansız hava aracı hackleme programının pazarda ne kadar edeceğini fark etti. Open Subtitles أدرك كمْ سيكون قيّماً برنامج إختراق الطائرات بدون طيّار في السوق الحرّة.
    Tek bir döllenmiş yumurta açık pazarda 10.000 dolardan fazlaya gider. Open Subtitles بويضة التخصيب الوحيدة قد تصل إلى 10 آلاف في السوق السوداء
    kara borsa ilaç satışı yapan biri hakkında ipucu buldum.. Open Subtitles حصلت على رجل يتعامل بالأدوية في السوق السوداء. قد يكون
    Karaborsada en çok aranan şey oldu. Open Subtitles وأصبح واحدا من أكثر الادوية رواجا بعد الانواع المدرجة في السوق السوداء
    Kredi almanın zor olduğu bu ortamda, yerel piyasa ve pazarlarda, tanıdığınız ve güvendiğiniz insanlarla iş yapıyorsunuz. TED بادراك انه من الصعب الحصول على قروض في هذه البيئة فانت تمارس الأعمال مع أناس تثق بهم في السوق المحلي
    Birkaç yıl içinde piyasaya sürülecek. TED سيكون متوفرا في السوق خلال سنة أو اثنتين.
    Tamamlandığında, sadece piyasadaki en hızlı bilgisayar olmayacak aynı zamanda bağımlılık ta yaratacak. Open Subtitles عندما يجمع, لن يكون فقط أسرع من الحواسيب الأخرى في السوق, سيكون مدمن
    piyasada bunlardan bulabilirsiniz ve burada bazılarını görüyorsunuz. TED وهناك العديد منها في السوق ، وترون هنا البعض منها.
    Şu cılız, bir kaç hafta önce bizi Pazar yerinde ezen herif. Open Subtitles ذلك الرقيق، الذي شوهنا منذ اسبوعين في السوق
    Fakat okula yapılan kamu yatırımına çok müteşekkir böylece sayabiliyor ve pazara ulaştığında kandırılmayacak. TED و لكنها أيضا شاكرة للإستثمار الشعبي في التعليم فهي تستطيع العد, ولن يتم خداعها وهي في السوق
    Varisler, evi satışa çıkarmadan önce tamamen arındırmamız için ısrar ediyorlar. Open Subtitles الورثة يصرون على تطهيره بالكامل قبل ان اضعه رسمياً في السوق
    Pazardan yemek alıyordum ve bir tornavida çorbamın içine düştü. Open Subtitles لقد كنت أشتري الغذاء في السوق ومفك سقط في حسائي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more