| arabada bekleyin. Onu bulunca biz de çıkacağız. | Open Subtitles | . أُريدُ منكما أَنْ تَنتظرا في السيارةِ . أنا سَأكُونُ هناك حالما أَجِدُ بوبي |
| arabada bekle, baban hemen gelecek, olur mu? | Open Subtitles | الموافقة. لذا تَذْهبُ إنتظاراً خارج في السيارةِ وأبّ سَيَكُونُ صحيح خارج. |
| Geçen yıl onu onunla arabada yakalamıştım. | Open Subtitles | السَنَة الماضية، مَسكتُه في السيارةِ مَعها. |
| Eğer güvenli olmadıklarını düşünürsem, Arabaya binmem. | Open Subtitles | لو لم أعتقد ان ذلك آمنُ, لا أَركب معهم في السيارةِ. |
| Washington vurulduğunda Sammy arabadaymış. | Open Subtitles | سامي كَانَ في السيارةِ عندما واشنطن أصبحتْ مقتولةً. |
| Kit, gerçekten arabada bekleyebilirim. | Open Subtitles | أنا حقاً يَجِبُ أَنْ أَنتظرَ في السيارةِ |
| arabada hiç kadın görmemiştim. | Open Subtitles | أُقسمُ لك. أنا لَمْ أَرى أيّ إمرأة في السيارةِ. |
| Kadını görmemişsin çünkü arabada değilmiş. | Open Subtitles | حَسناً، أنت لَمْ تَراها لأن هي ما كَانتْ في السيارةِ. |
| Tam daha fazla gürültü yapamazlar dediğinde arabada ıslık çalıyorlar. | Open Subtitles | فقط عندما إعتقدتَ هو لا يَستطيعُ أَنْ يُصبحَ أيّ أعلى من المحتمل، يَجِدونَ صافراتَهم في السيارةِ. |
| arabada kan buldum ama mermi yok. | Open Subtitles | حَصلتُ على رشّةِ الدمِّ في السيارةِ لكن لا رصاصَ. |
| arabada resimler olmalı. | Open Subtitles | يَجِبُ أَنْ يَكُونَ بَعْض الصورِ في السيارةِ. |
| Onun cep telefonu şarjının bittiğinden emin olmak için arabada bekledim böylece yardım çağıramayacaktı. | Open Subtitles | تَأكّدتُ بأنّها بَقيتْ في السيارةِ وبطارية هاتفها الخلوي كَانَ فارغة حتى لا تَستطيعُ أَنْ تَطْلبَ أيّ مساعدة. |
| Merhaba, anne. Bebeğim, arabada beklediğini sanıyordum. | Open Subtitles | حبيبي، إعتقد أنّك كُنْتَ تنتظرني في السيارةِ. |
| Fakat o zamana kadar, sen arabada kalıyorsun. | Open Subtitles | لَكنَّه يَرْبطُ الذي يَصِلُ تلك اللحظةِ، إنتظرتَ في السيارةِ. |
| Alfie amcanın arabada olduğunu söylemeyi unuttuğuma inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أصدق اني نسيت ان اذكر ان العم ألفي في السيارةِ. |
| Ben gidip arabada yatacağım. | Open Subtitles | أَنا فَقَطْ سَأَذْهبُ النوم في السيارةِ. |
| Kahretsin! Şarj aletimi diğer arabada bırakmışım. | Open Subtitles | ـ لقد تركتُ الشاحِنَ في السيارةِ الأُخرى |
| Ancak bilmediğin bir şey vardı, o da Trent'in de arabada olduğu. | Open Subtitles | لكن ما أنت لَمْ تَعْرفْ كَانَ ترينت كَانَ في السيارةِ. |
| Hala konuşacak zamanımız var ve daha Arabaya binemediler. | Open Subtitles | نحن ما زِلنا عِنْدَنا وقتُ لكَلام، وهم لَيسوا مستويَ في السيارةِ لحد الآن. |
| Malcolm Arabaya hiç girmiyor. | Open Subtitles | ومالكولم أَبَداً مجموعاتُ القدم في السيارةِ. |
| Bardağı bırak, ve o pis poponu Arabaya sok. | Open Subtitles | أسقطْ الكأسَ وإحصلْ على كَ حمار جرذِ في السيارةِ. |
| Mason, Joe'nun öldüğü gece Sammy arabadaymış, biliyorum. | Open Subtitles | ميسن، أَعْرفُ sammy كُنْتُ في السيارةِ ذلك ليلِ جو قُتِلَ. |