Ya burada çalışırsın yada kızgın Güneş altında taş kırarsın. | Open Subtitles | إستمر بتزويد موقدي أو ستكسر الصخور في الشمس الحارة |
Tüm gün boyunca, yaklaşık 15 saat Güneş altında kalmış. | Open Subtitles | لقد كانت في الشمس طوال اليوم لمدة خمسة عشر ساعة تقريبا و هي لا تجيب علينا علي الإطلاق |
Çatı pek kullanılmaz. İnsanlar, arabalarının güneşte kavrulmasından pek hoşlanmıyor. | Open Subtitles | السقف لا يُغطيه بالكامل,لا يُحب الناس ركنّ سياراتهم في الشمس,تعرف |
Hidrojen atomları Güneş'te füzyona uğradığında helyum atomlarını oluştururlar. | Open Subtitles | حينما تندمج ذرات الهيدروجين في الشمس يكونون بذلك ذرات الهيليوم |
Hepiniz güneşe doğru yürüyüp domuz gibi kızaracaksınız! | Open Subtitles | ستمشون جميعكم في الشمس وتشوون كالخنازير |
İkimizde biliyoruz ki Güneşe karşı durmuyoruz. | Open Subtitles | كلانا يعلم انا لا نقف في الشمس |
- # Dondurmam güneşle buluşuyor # - Hayır! hayır! | Open Subtitles | ♪قبلات الآيس كريم في الشمس ♪ لا،لا |
Güneş'in derinlerine inildikçe sıkışma artarak sıcaklık yükselir. | Open Subtitles | وكلما نزلنا أكثر عمقاً في الشمس كلما زاد عصر الجاذبية وكلما إرتفعت درجة الحرارة |
Güneş altında ne kadar kalırsam o kadar kötü hissederim. | Open Subtitles | كلما جلست في الشمس أكثر كلما شعوري كان أسوأ |
Yeni hücrelerim, bu elementleri Güneş altında kalmış bir bitkinin suyu emdiği emiyordu, inanılmaz bir hızla büyümek için tüm enerji çeşitlerini kullanıyordu. | Open Subtitles | خلاياي الجديدة ببساطة تمتص هذه العناصر كنبات يشرب في الشمس تستعمل كل أشكال الطاقة لتنمو بسرعة رهيبة |
Güneş altında eriyen dondurma gibi buradaki zamanımız sonsuza dek süremez. | Open Subtitles | كما تذوب المثلجات في الشمس وقتنا هنا لا يمكن أن يمتد إلى الأبد |
Onları böyle güneşte tutmaması gerektiğini söyledim ama pek laf dinleyen biri değil. | Open Subtitles | أخبرته أنه لاينبغي أن يحرقهم في الشمس هكذا، لكن تعرفون أنه لا يستمع |
güneşte yürüdüler. Sırf bu bile Lycan tezgahına delil sayılır. | Open Subtitles | ساروا في الشمس وهذا وحده دليل على تواطئهم مع المستذئب |
ABD Tıp Kütüphanesinin bir fotoğrafını görebilirsiniz, insanlar daha iyi olmak için güneşte tutuluyorlar. | TED | هنا يمكنك ان ترى صورة من مكتبة الولايات المتحدة للطب ، حيث يتم وضع الناس في الشمس طلباً للشفاء |
Enerji santrallerimizi beslemek için Dünya'dan çıkardığımız Uranyum gibi karmaşık, ağır elementlerin Güneş'te dövülmüş olmasına imkân yok. | Open Subtitles | بعناصر ثقيلة للغاية ومعقدة مثل اليورانيوم الذى نُنَجِّم عنه فى الأرض كوقود تشغيل لمحطات الطاقة النووية لم يكن لِـيُـنتَـج في الشمس أبداً |
Ama bu kadar yakın olunca, Güneş'te insanı rahatlatacak hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لكن هنا ، لا شيء مريح أبداً في الشمس |
Çünkü ölüm, rüzgarın altında çıplak durmak ve güneşe doğru gitmekten başka nedir? | Open Subtitles | " لما يتطلبه الامر أن تموت ولكنك تقف عارياً " " في الرياح وتذوب في الشمس " |
güneşe doğru bakmak gibiydi. | Open Subtitles | كان الأمر أشبه بالتحديق في الشمس. |
Fakat sen ve ben, Güneşe karşı durduk. | Open Subtitles | لكن أنت وأنا، نحن نقف في الشمس |
"Güneşe karşı durmak" bizim sloganımız oldu. | Open Subtitles | تلك واحدة من تعابيرنا الجارية، "الوقوف في الشمس" |
- Bu kadar yeter. - # Dondurmam güneşle buluşuyor # Şey... | Open Subtitles | هذا يكفي ♪ قبلات الآيس كريم في الشمس ♪ |
# Dondurmam güneşle buluşuyor # | Open Subtitles | ♪ قبلات الآيس كريم في الشمس ♪ |
Ne söylediğinizi biliyorsunuz. Bütün gün, Güneş'in altında bekliyor muydunuz? | Open Subtitles | انت طوال اليوم واقفه في الشمس المحرقة؟ |
gün ışığında yürüyüş yapmak çok hoşuma gitse de lord hazretleri beni neden çağırttığınızı merak ediyorum. | Open Subtitles | بقدر ما أُقدر السير في الشمس في رفقتك أتساءل لمّ أرسلت لي. |
Eğer o kadını istiyorsan elini çabuk tutsan iyi olur... yoksa güneşin altında kavrulup gidecek! | Open Subtitles | لو أنك تريد هذه المرأة يا رجل فمن الأفضل أن تسرع أو ربما لن يتبقى شيء في الشمس |