"في الضواحي" - Translation from Arabic to Turkish

    • banliyöde
        
    • banliyölerde
        
    • banliyö
        
    • Varoşlarda
        
    • banliyödeki
        
    • şehir dışında
        
    • Kenar mahallelerde
        
    banliyöde küçük bir ev, beyaz parmaklıklı bir bahçe... belki bir köpek ve 2,4 çocuk. Open Subtitles منزلاً صغيراً في الضواحي معسياجوتديأبيض..
    Karım tekrar evlendi, banliyöde yaşıyor. Open Subtitles هذه هي المهمة التي رحلت من أجلها، لقد تزوجت زوجتي مجدداً، و هي تعيش الآن في الضواحي
    Kramer'in banliyöde çocuk bakıcılığı işi sırasında gasp edildiğini duydum. Open Subtitles سمعت أن كرايمر تعرّض للنهب في الضواحي أثناء قيامه بمجالسة طفل.
    Bu yüzden banliyölerde sahte tebessümlerden ötesi bulunmaz. Open Subtitles لهذا في الضواحي لا يوجد أكثر خداعاً من ابتسامة
    banliyö altyapıları için bir şebekeye ihtiyacımız var. TED أظن أننا بحاجة لإيجاد شبكة للمزارعين في الضواحي.
    Varoşlarda kuşların cıvıltısı neyse şehirde de polis sireni odur. Open Subtitles تغريد العصافير في الضواحي بمثابة صوت صفارة إنذار الشرطة للمدينة
    banliyödeki insanlar, parayla ilgili konuşmazlar çünkü çoğunlukla, buna ihtiyaç duymazlar. Open Subtitles في الضواحي لا يتحدّث الناس عن المال غالباً لأنهم ليسوا بحاجة إلى ذلك.
    Ya da şehir dışında yaşıyorsan, o ölümden beter. Open Subtitles أو تعيش في الضواحي , وهذا أسوأ من أن تكون ميت
    Beni ucuza getirme, Kenar mahallelerde ücretin 15 dolar civarında olduğunu biliyorum. Open Subtitles لا تكوني رخيصة معي أعلم أن هذا يكلف 15 دولار في الضواحي
    Sence kariyerimin banliyöde başlayıp bitmesini ister miyim? Open Subtitles أتريدين أن تبدأ و تنتهي حياتي في الضواحي السكنيه؟
    Herhalde o zamana kadar birkaç çocuğumuz olur. banliyöde otururuz. Open Subtitles في وقتها سيكون لدي طفلان وأعيش في الضواحي
    banliyöde günahlar kapalı kapılar ardında gizlidir. Open Subtitles ليس من الصعب إيجاد الخطيئة في الضواحي ما عليك سوى أن تبحث خلف الأبواب المغلقة
    banliyöde günahlar kapalı kapılar ardında gizlidir. Open Subtitles ليس من الصعب إيجاد الخطيئة في الضواحي ما عليك سوى أن تبحث خلف الأبواب المغلقة
    Bu çocuk şehir yaşamına alışkın, ama orta sınıf bir banliyöde rahat oluyor ve kabul görüyor. Open Subtitles هذا الطفل خبير في كل ما يخص الشارع لكنه من الواضح أنه مقبول و مرتاح في منازل العائلات ,من الطبقة المتوسطة في الضواحي
    banliyöde yaşıyor. - Nerede? Open Subtitles انه في الخامسة والثلاثين يعيش في الضواحي
    Evet, bir kadın türü vardır ki, sadece banliyölerde görebilirsiniz. Open Subtitles .. نعم، ثمّة نوع معيّن من النساء لا تراهنّ فقط سوى في الضواحي ..
    banliyölerde birini izlemek şehirde izlemekten daha zor. Biliyorum. Open Subtitles تعقب شخص في الضواحي أكثر صعوبة من المدينة.
    banliyölerde olanlar insanı sürekli şaşırtıyor. Open Subtitles حسناً، ما يدور في الضواحي لا ينفك عن مفاجأتنا
    Tahminim bütün bu banliyö hayatı seni basmakalıp düşünmeye zorluyor. Open Subtitles أعتقد أن العيش في الضواحي جعلكِ تفكّرين بشكل أرقى
    - Trafik vardı. Kâbus gibiydi. - Bu banliyö trafiği adamı öldürür. Open Subtitles ـ بسبب زحام المروري,انه كان فظيعاً ـ اجل,الزحام المروري فظيع للغاية في الضواحي
    Tamam, o zaman bize bu işi Varoşlarda nasıl yaptığından bahset. Open Subtitles حسناً , هيا أخبرني بكل الإثارة التي حظيت بها في الضواحي
    Evet, banliyödeki insanlar, parayla ilgili konuşmazlar çünkü paraları olduğunda, bu, diğerlerini kızdırır. Open Subtitles نعم، لا يتحدث الناس عن المال في الضواحي لأنهم حين يفعلون، يغضب أناس آخرون.
    şehir dışında kiralık bir evde yaşıyorduk "Martı." Open Subtitles أقمنا في الضواحي في منزل مستأجَر "النورس"
    Kenar mahallelerde ortaya çıkan tüm boşluklar tekrar doldurulmuştur. TED كل الفراغات الظاهرة في الضواحي ستملأ مجددا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more