İşte her türlü güzel şey bu sınıfta olmaya başlıyor. | TED | وتبدأ جميع أنواع الأشياء الجميله بالحدوث في الفصل الدراسي الفعلي. |
Bu değişiklikler çocukları sınıfta kalmaları için cesaretlendirdi ve odaklanıp öğrenmelerine yardımcı oldu. | TED | هذه التغييرات شجعت الأطفال على البقاء في الفصل مما ساعدهم على التركيز والتعلم. |
sınıfta yaptığım konuşma için bir nedenim var. Gerçekten kimseyi tanımak istemiyorum. | Open Subtitles | خطبتي في الفصل كانت لحكمة، إنّي حقًّا لا أريد معرفة أحد هنا. |
Birazdan eşlerinizi belirleyeceğiz ve 5. bölümde okuduklarımızı çalışacağız. | Open Subtitles | خلال دقيقة ، سوف نختار الشركاء ونتدرب علي ما قرأناه في الفصل الخامس |
Ne karın ağrısı bir Sınıf! Baba, sana bir özür borçluyum. | Open Subtitles | يا له من ألم في الفصل أبي أنا أدين لك باعتذار |
Çocuklar Derste fotoğrafları çekiyorlar, onları öğretmenlerine veriyorlar, okul duvarlarına yapıştırıyorlar. | TED | يقوم الأطفال فقط بإنتاج الصور في الفصل ويستلمها المدرس يلصقونها على المدرسة. |
Ve birden sonraki dönem için Orta Doğu dersi mi alıyor? | Open Subtitles | ثم فجأةً بدأت في تعلم دراسات الشرق الأوسط في الفصل الدراسي المقبل؟ |
Altıncı sınıfta Downtown Arcade'deki palyaço makinesini hatırlıyorsun değil mi? | Open Subtitles | تعرفين في الفصل السادس آلة البهلوان في رواق منتصف المدينة؟ |
İkinci yarısı büyük ölçüde sınıfta yaptığım şekerlemeydi. | TED | النصف الثاني كان فقط قيلولة كبيرة، إلى حد كبير، في الفصل. |
Ve bu anaokulunda bu çocuklar sınıfta inanılmaz biçimde yoğunlaşıyorlar. | TED | و في هذه الروضة، يبدي هؤلاء الأطفال تركيزا مدهشا في الفصل |
Tüm çocuklarına sınıfta kahvaltı sundu. | TED | قدمت وجبة الإفطار في الفصل الدراسي لكل أطفالها. |
sınıfta beraber bunun gibi şeyleri tanımladık. | TED | عرّفنا العديد من هذه الأمور معًا في الفصل. |
her sınıfta makas mevcut ama çatal bıçağa gelince, hayır. | TED | لديهم مقصات في الفصل لكن سكاكين وشوك، لا. |
sınıfta durmadan iç çekiyor." | Open Subtitles | أنها متمردة و فضة و تتنهد كثيرا في الفصل |
Şu sınıfta saçmalayan Costa isimli öğrenci hakkında olanı. | Open Subtitles | انه عن الطالب, كوستا الذي يتحدث بالتفاهات في الفصل |
Eğer son bölümde katilin adını açıklarsam onun intikamını almış olacağım. | Open Subtitles | لو ادون اسم قاتله في الفصل الأخير سيكون أنتقاماً لموته |
Tüm kadınlar "Çikolotayla Doyum' adlı yedinci bölümde...... detaylıca anlattığım şekilde... kendini tatmin etme yöntemlerini öğrenecekler. | Open Subtitles | هم لَيسوا كالنِساء وسيتعلمون مُزَاوَلَة السرور الذاتي التقنية المفصلة في الفصل السابعِ تحت عنوان |
Bu davranışı Sınıf içerisinde de gözlemliyorum, neyi farkediyorum dersiniz? | TED | وأنا أرى هذا السلوك في الفصل الدراسي، ماذا لاحظت؟ لاحظت أن طلاب ماجستير ادارة الأعمال |
Ve sizi de Derste görmek için sabırsızlanıyorum Dr. West. | Open Subtitles | واتطلع إلى رُؤيتك في الفصل الدراسي، السّيد ويست |
Bir sonraki dönem için kayıt yaptırmaya mı karar verdiniz? | Open Subtitles | هل قررت أن تسجلي في الفصل التالي في النهاية؟ |
Stan'in dediğine uyalım. Herkes beşinci bölümü açsın. | Open Subtitles | الآن رجاءًا الكل ينضمّْ إلى ستان في الفصل الخامسِ |
Varşova bölümünde sizin anınız şeref bölümünde olacak. | Open Subtitles | سيكون سجلك محل الشرف في الفصل الخاص بوارسو |
Öğretmenlerim, dersi dinlemediğim için bende bir problem olduğunu düşündüler. | TED | ظن أساتذتي بوجود مشكلة لدي لأني لم أكن منتبه معهم في الفصل. |
Altıncı sınıftayken okulda bir kavgaya karıştım. | TED | عندما كنتُ في الفصل السادس، أقحمتُ في شجار. |
Görünüşe göre artık sınıfın en zekisi sen değilsin, Cam. | Open Subtitles | يبدو لي أنك لست الفتى الاذكى في الفصل يا كام |
Böylece önümüzdeki sömestrde bütün notlarım A olur. | Open Subtitles | أن مجرد الحصول على وحول ومباشرة في الفصل الدراسي المقبل. |
Sadece Filipe ve yakın arkadaşı 2015 yılında 11. sınıfa katılabilen iki kişi. | TED | كان فيليب ويشاركه طالب آخر هما الوحيدان في الفصل 11 عام 2015، |