Eğer başka bir geçit olsaydı ve onun kullanımı enerji sıçramasına neden olsaydı, sismik bir sallantı olması gerekirdi, geçit Antartika'da bulunduğu zamanki gibi. | Open Subtitles | إذا كان هناك بوابة أخرى وتستعمل تدفقات الطاقة قد تكون هناك هزة أرضية مثل البوابة التي وجدناها في القطب الجنوبي |
İki yıl önce Antartika'da 2 km buz altında Eskiler'e ait bir karakolu bulmayı hayal edemezdim. | Open Subtitles | قبل عامين، ما كنت سأصدق.. أننا سنعثر على موقع للقدماء تحت ميل من الجليد في القطب الجنوبي |
Antartika'da deneme uçuşu yapmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنك لم تكن تختبر طائرة في القطب الجنوبي |
Kretase'de onun türü nadir, fakat burada, Güney Kutbu'nda hayatta kalabiliyorlar. | Open Subtitles | ونوعه نادر في العصر الطباشيري لكنهم يستمرون في البقاء هنا في القطب الجنوبي |
Hayır. Şu an Güney Kutbu'ndaki tek su bükücüye bakıyorsun. | Open Subtitles | لا, أنت تنظر إلى مُخضعة الماء الوحيدة في القطب الجنوبي. |
Bu, ordunun bana verdiği bir kaç mikro meteroit. Bunlar Güney Kutbunda içme suyu kuyularından çıkarılıyor. | TED | هذه هي بعض النيازك الدقيقة التي أعطانيها الجيش، وقد حصلوا عليها من آبار الشرب في القطب الجنوبي. |
Eğer bu işe yararsa, aynı ölçüm ilkesini Antarktika'da uygulayabilmeliyiz. | TED | وعليه، إذا نجح الأمر، سيكون بمقدورنا تطبيق نفس مبدأ القياسات في القطب الجنوبي. |
Bu, Güney Kutbu'na ilk seyahatti, tabii, 100 yıl önce Shackleton, Scott ve Amundsenin Antarctica seferinden sonra. | TED | إذ كان السباق الأول في القطب الجنوبي منذ أن وطأت أقدام شاكلتون وسكوت وأمندسن القارة القطبية الجنوبيّة قبل 100 عام. |
Kimse, Antartika'da ondan iyi kaptanlık yapamaz. | Open Subtitles | يعلم الإبحار في القطب الجنوبي أكثر من غيره |
Bazı Amerikalı bilim insanları tarafından 1984 yılında Antartika'da bulundu | Open Subtitles | وقد وجدت في القطب الجنوبي من قبل علماء أمريكان سنة 1984 |
Bence, Dünya'nın başka bir yerinde yapamadıkları iş birliğini Antartika'da daha iyi yapan uluslarımız var. | Open Subtitles | لدينا الأمم الحصول على طول أفضل في القطب الجنوبي من أعتقد أنهم يفعلون في أي مكان آخر في العالم. |
SG-1'in Antartika'da bir mikrop kaptığını ve donmuş halde bulunan bir Eski tarafından tedavi edildiğini biliyorum. | Open Subtitles | أدرك أن فريق (ب ن-1) تعرض لعدوى فيروس.. وتعالجوا على يد أحد القدماء عُثر عليه مُتجمداً في القطب الجنوبي |
Eğer Antartika'da işe yarıyorsa, niye burada yaramasın? | Open Subtitles | هذا يجدي نفعاً ! في القطب الجنوبي |
Patlayıcılar ve matkaplar işe yaramayacaktır, Güney Kutbu'nda yaramamışlardı. | Open Subtitles | لا المتفجرات ولا المثقاب سوف تكون فعالة ، كما في القطب الجنوبي |
Ama 1957'den beri Güney Kutbu'nda kalıcı bir üs bulunmakta. | Open Subtitles | لكن منذ 1957، هناك قاعدةٌ دائمة في القطب الجنوبي |
İlk kaşifler bugün Güney Kutbu'ndaki tesisleri görse çok şaşırırlardı. | Open Subtitles | لكان المكتشفون الأوائل سيُشدهون بالتسهيلات المتوفرة في القطب الجنوبي اليوم |
Ama modern bilimin Güney Kutbu'ndaki başarılarını gerçekten takdir edebilmek için 100 yıl önceye, burada bilim ve keşfin başladığı zamana gitmek gerekir. | Open Subtitles | لكن إذا أردنا أن ندرك أهمية الانجازات في العصر الحديث علينا العودة 100 سنة إلي الوراء في القطب الجنوبي عندما بدأ العلم و الاستكشاف هنا |
Ancak Güney Kutbunda da bir kutup var ve oraya yaya olarak, yardım almadan, destek almadan, en zor rotadan, 1.500 kilometreye rekor sürede, tarihte herkesten daha fazla yük taşıyarak ulaştık. | TED | لكن يوجد هنالك قطب في القطب الجنوبي و مشينا الى هناك ، دون مساعدة ودون دعم، عبر أصعب طريق مسجلين 900 ميل كأسرع وقت. ساحبين وراءنا أثقل وزن يسحبه شخص في التاريخ |
Güney Kutbunda büyük bir bilimsel üs var. | TED | في القطب الجنوبي هناك قاعدة علميه وتملك مدرج خاص بها. |
Dünyadaki en soğuk maddeler Antarktika'da değil. | TED | أبرد المواد في العالم ليست موجودة في القطب الجنوبي. |
Farklı talihlerine rağmen, sonsuza dek tarihte ve Güney Kutbu'na damga vuran araştırma üssünün isminde buluştular. | TED | وبالرغم من مصائرهم المتباينة، فقد دخلوا التاريخ إلى الأبد، وباسم أساس البحث الذي وضع بصمته في القطب الجنوبي. |