"في المركز" - Translation from Arabic to Turkish

    • merkezinde
        
    • Karakolda
        
    • sırada
        
    • istasyonda
        
    • merkezindeki
        
    • Merkezi'nde
        
    • merkeze
        
    • merkezde
        
    • merkezinin
        
    • Merkez
        
    • merkezdeki
        
    Bir süreliğine ülkede tura çıkacağım, 4400 merkezinde verilen bu seminerleri vereceğim, hayatım hakkında konuşacağım, bana olan her şey... yayılacak. Open Subtitles سأسافر لعدة أماكن دعك من العمل في المركز الـ 4400 لقد تحدثنا عن حياتي وكل ما حدث لي لا يمكنني الكلام
    Tıp merkezinde enfeksiyon salgını var, tüm birimler emniyetleri açın. Open Subtitles لدينا تفشي عدوى في المركز الطبي جميع الوحدات استعداد كامل
    Önceki gün Karakolda, rüyalar gördüğünü söylemiştin. Rüyanda gördüğün nedir? Open Subtitles في ذلك اليوم في المركز قلت أنك تحلم أحلاماً، ما هي ؟
    Ve ülkelerin karbon emisyonları listesine gemi taşımacılığı emisyonlarını koyarsanız, yaklaşık altıncı sırada gelir, Almanya'ya yakın bir yerde. TED و إذا وضعت انبعاثات النقل البحري على قائمة انبعاثات الكربون للدول، ستأتي تقريبا في المركز السادس، قريبا من ألمانيا.
    Artık onlara istasyonda anlatacak bir şeyin var. Open Subtitles الآن لديك بعض المعلومات لإضافتها في المركز
    Alışveriş merkezindeki yeni hamile iç çamaşırları satan yerden aldım. Open Subtitles اشتريته من متجر الثياب الداخليه الخاص بالأمهات في المركز التجاري
    Bu çocuğu Toplum Merkezi'nde gördüm. O akıllı bir çocuk. Open Subtitles لقد رأيت ذلك الفتى في المركز الإجتماعي، إنّه فتى ذكي.
    Birçok parlak galaksinin merkezinde bulunan yıldızlar, kara deliğin etrafına saatte milyonlarca kilometre hızla hareket eden yoyolar gibi fırlatılmışlardır. Open Subtitles النجوم في المركز المشرق لمعظم المجرات تقذف حول الثقب الاسود مثل يو يوس منطلقة بسرعة الملايين من الاميال في الساعة
    Ama geriye çekilince, kendimi büyük bir fırtınanın soğuk merkezinde hissettim. TED و لكن عندما عدت للوراء، أحسست بنفسي في المركز البارد والقاسي لعاصفة كاملة.
    Doktorlar Günü zamanlarında Bonica, Tacoma yanındaki Madigan Sağlık merkezinde kendini gösterdi. TED طوال اليوم ظهر بونيكا في المركز الطبي العسكري بماديجان قرب تاكوما
    1988'in Ekim ayının muhteşem bir gününde Ulusal Alışveriş merkezinde yapılan AIDS anıtının açılışını hâlâ hatırlıyorum. TED ولا زلت أتذكر مأساة الإيدز في المركز الوطني في يوم جميل من أكتوبر 1988.
    Konuklarım iş hayatlarının çoğunu politik çevrelerde veya politikanın tam merkezinde geçirmiş kişiler. TED الضيفين قد قضيا معظم تاريخهما المهني في المركز السياسي أو قريب منه.
    Bu arada Karakolda, içecek makinesinin altında beş tane pinpon topu bulduk. Open Subtitles في المركز وجدنا 5 طابات كرة طاولة تحت ماكينة الصودا
    Karakolda hemşireyle birlikte güvende. Open Subtitles انه بخير انه مع ممرضة في المركز, انه بأمان
    Yapabilsem bile Karakolda, ekip arabamız yok. Open Subtitles حتى لو استطعت، ليس لدينا سيارة دورية في المركز
    Noel arifesi, alışveriş merkezindesiniz, park yeri bulmak için çemberler çiziyorsunuz, o sırada ne görüyorsunuz? TED ليلة عيد الميلاد، و أنتم في المركز التجاري، وأنتم تقودون سياراتكم و تدورون بحثا عن مكان لركن السيارة، ماذا ترون؟
    İsveçli ekip çekilişte birinci sırada yer aldı. Open Subtitles حسناً, الفريق السويسري محظوظ كثيراً ليكون في المركز الأول من المسابقة
    Pekala. Burada, istasyonda bulunan herkesin geçmişini araştır. Open Subtitles حسناً قم بمراجعة سجلات كل من هو موجود هنا في المركز
    Alışveriş merkezindeki 15 yaşa hitap eden mağazalardan birine git. Open Subtitles اذهبِ إلى أحد تلك المحلات الرخيصة الموجودة في المركز التجاري
    Zaten kim Halk Merkezi'nde boş boş dolanan bir keçi görür? Open Subtitles من منكم سبق وسمع بعنزة تتجوّل في المركز الاجتماعي؟
    Ford'un üzerine tıklıyoruz ve merkeze doğru yöneliyor. TED إذاً، سنضغط على فورد، والآن يصبح في المركز.
    merkezde bir toplantı senin en sevdiğin pazar günü aktivitesi değil biliyorum. Open Subtitles أعلم أن اليوم المفتوح في المركز ليس يوم الأحد المفضل بالنسبة لك
    Benim, efendim. Alışveriş merkezinin güvenlik kamerasının görüntülerine ulaştım. Open Subtitles لقد إلتقطت فيديو من آلة التصوير الأمنية في المركز التجاري
    Seni Merkez Hapisanesi'nde tutuyorlar sanıyordum. Open Subtitles حين لم تكن هناك أدركت أنّهم ما زالوا يعتقلونك في المركز
    dış mahalleler ve bir dış kuşak var ve bir de şehir merkezi var, finans, ticaret bölgesi gibi, çekirdek ise şöyle bir şey; merkezdeki en yüksek binalar TED ستجد الضواحي والحد الخارجي، ستجد المركز مثل الحي المالي، واللب سيكون شيئاً مثل أطول مبنى في المركز.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more