"في المكان الخاطئ" - Translation from Arabic to Turkish

    • yanlış yerde
        
    • Yanlış yere
        
    • Yanlış yeri
        
    • yanlış yerdeyim
        
    • yanlış yerdesin
        
    Yanlış zamanda yanlış yerde olan biri. Adı Dean Madison. Open Subtitles رجل ما كان في المكان الخاطئ في الوقت الغير المناسب,كان اسمة دين ماديسون
    Bu yara yanlış yerde. Onu boğazından vurmuş. Open Subtitles هذا الجرح في المكان الخاطئ لقد أطلق النار على الحلق.
    Doğru şeyi yanlış yerde arıyorlar. Open Subtitles حسنا، هم يبحثون عنهم الشيء الصحيح، لكن في المكان الخاطئ.
    Bir keresinde onun zımbasını ödünç almıştım, sonra Yanlış yere koymuştum.. Open Subtitles لقد استعرت دباسته ذات مرة ولكني أعدتها في المكان الخاطئ
    Yanlış yere koymuşsun hayatım. Hepsi bu. Pekala. Open Subtitles عزيزتي , لقد وضعته في المكان الخاطئ هذا كل ما في الأمر
    İkiniz de bir noktayı kaçırıyorsunuz. Onlara yalan söyledim yani Yanlış yeri kazıyorlar. Open Subtitles انتم لا تفهمون, لقد كذبت عليهم وهذا يعني انهم يحفروا في المكان الخاطئ
    Ben yanlış yerde ve yanlış silahla duruyordum. Open Subtitles أنا كنت في المكان الخاطئ بالسلاح الخاطئ.
    Ancak kurbanların özellikle mi seçildikleri yoksa yanlış zamanda yanlış yerde mi bulundukları belli değil. Open Subtitles لكن ليس بجليّ عما اذا كانو مستهدفين بصفة خاصة او اذا كانوا موجدين في المكان الخاطئ و الوقت الخاطىء
    İnan bana, yanlış yerde yanlış kelime, bütün neden-sonuç ilişkisini değiştirebilir. Open Subtitles صدقيني، الكلمة الخاطئة في المكان الخاطئ يمكن أن تغير كليا صلة الربط بين الحدث و النتيجة
    Oğlak'ın adamları, Tozparmak'ı yanlış yerde arıyorlardı. Open Subtitles رجال كابريكورن كانوا يبحثون عن داستفنجر في المكان الخاطئ
    Bu ... bu adam yanlış yerde, doğru zamandaydı, babana olan gibi oldu. Open Subtitles ذلكالزميل كان في المكان الخاطئ في الوقت المناسب تماما مثل أبيك
    Bir kez daha, yanlış zamanda yanlış yerde. Open Subtitles مرةً آخرى ، في المكان الخاطئ , والوقت الخاطئ
    Arkadaşlar, bence biz sadece yanlış yerde, yanlış zamanda bulunmasından dolayı bu davayla uğraşıyoruz. Open Subtitles يا رفاق , اعتقد اننا فقط نتعامل مع قصية وجودها في المكان الخاطئ في الوقت الخاطئ
    Bu yüzden dünya sana yanlış yerde olduğunu anlatmak istiyor. Open Subtitles العالم يحاول اخبارك انك في المكان الخاطئ
    Sadece diyorum ki belki kubbeden yanlış yerde cevap bekliyoruz. Open Subtitles مجرّد قول ربما نحاول أن نستقبل استجابة منها في المكان الخاطئ
    Ya da yanlış zamanda yanlış yerde. Davranışına göre değişiyor. Open Subtitles أو في المكان الخاطئ بالوقت الخاطئ بحسب تصرفه
    Yanlış yere pompalanmasına izin vermeyeceğim, anladın mı? Open Subtitles لن أدعه يُفرغ في المكان الخاطئ هل تفهمني؟
    Öfkemi Yanlış yere yönlendirdiğim söylendi. Open Subtitles لقد أخبرني أحدهم.. بأنّني أصبّ جام غضبي في المكان الخاطئ
    Korkarım ki Yanlış yere geldin çünkü burada binebileceğin hiçbir atımız yok. Open Subtitles حسنا ، أخشى أنكِ في المكان الخاطئ لأنه ليس لدينا هنا أية أحصنة يمكنك ركوبها
    Sonra Yanlış yeri kazdı. Open Subtitles لاحقاً رأيته يحفر في المكان الخاطئ وليس في نفس المكان
    Ben yanlış yerdeyim, Bana masabaşı işi sözverildi. Open Subtitles أنا في المكان الخاطئ لقد وعدوني بوظيفة مكتبية
    -Hanımefendi, sanırım yanlış yerdesiniz. -Asıl sen yanlış yerdesin. Open Subtitles سيدتي أعتقد أنك في المكان الخاطئ أنت الذي في المكان الخاطئ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more