"في المكتبةِ" - Translation from Arabic to Turkish

• Kütüphanede
• Kitapçıda

Hikâyeler anlat. Kütüphanede ne gördüğümüzü hatırlamak zorunda kalmayacağımız bir şeyler anlat.
أخبرْنا أشياءَ لذا نحن ليس من الضروري أن نتذكّرْ ما رَأينَا في المكتبةِ.

Kütüphanede bize yalan söyledi. Hamileliği hakkında yalan söyledi.
كَذبتْ إلينا في المكتبةِ وكَذبَ حول حملِها.

Ve bunların hepsini bu sabah Kütüphanede yaptınız.
وأنت عَمِلتَ كُلّ هذا هذا الصباحِ في المكتبةِ.

Kütüphanede hepsini okuyabilirsin.
أنت يُمْكِنُ أَنْ تَقْرأَ كلّ شيء عنه في المكتبةِ.

Eğer hayat hikâyeni yazarsan, Kitapçıda sıra bekliyor olurum. Ama bir sevgili olarak?
عندما تَطْبعُ قصّةَ حياتِكِ، أنا سَأَنتظرُ في المكتبةِ.

Tamam, harika. 8:00'de Kütüphanede görüşürüz.
العظيم بخير، نعم. أنا سَأَراك في المكتبةِ في 8: 00.

Sör Clifford Kütüphanede ve rahatsız edilmek istemediğini söyledi.
السّير "كلفورد" في المكتبةِ وطلب ألا يقَلِقه أحد

Nancy bunu Kütüphanede kullanmıştı.
نانسي كَانَ عِنْدَها هذه في المكتبةِ.

Kütüphanede başına gelenleri duydum.
سَمعتُ ما حَدثتُ إليك في المكتبةِ.

Gas Guard Kütüphanede onu beklesin.
حارس الغازَ يَنتظرُها في المكتبةِ.

- İki beyle beraber Kütüphanede.
-يتكلم مَع السيدان في المكتبةِ

- Vay canına! - Kütüphanede gördüğüm şey...
الذي رَأيتُ في المكتبةِ

Saat 9'da benimle Kütüphanede buluş tamam mı?
- وستقابلُني في المكتبةِ في 9:

Kütüphanede konuşulmaz.
لا كلام في المكتبةِ.

Kütüphanede dikkatini çekti mi...
لاحظتَ في المكتبةِ...

Kitapçıda çalışan siyah saçlı bomba hatun.
تلك الفاتنةِ السوداء الشّعرِ ذلك يَعْملُ في المكتبةِ.

Kitapçıda görünce sen aklıma geldin.
رَأيتُ ذلك في المكتبةِ وأنا فكّرتُ بك.